Sayfalar

16 Kasım 2014 Pazar

Onu çok özlüyorummm..

her sabah basucumda uyanirdim..
Hayvan sevgisini abartarlanlara içimden "deli mi ne, bunlar, hiç başka dertleri yok mu? derdim. Öyle değilmiş meğer. Ben bir kediyi çok sevdim.. Hatta aşık oldum.. Şaşıranlarınız olabilir. Olsun.. 

Kedileri zaten severdim de, bu kediyi başka sevdim. Hatta daha önce Almanya'dan kaçak yollardan getirdiğim Zeytine (Zeytinin Hikayesi) bile bu kadar bağlanmamıştım.. Ev kedisi olmak istemiyordu Zeytin, özgür ruhluydu.. O gittiğinde bu kadar özlememiştim. Sanırım sevgimiz karşılıklıymış. 

Ama Boncuk kendi isteği ile çıktı geldi balkondan. Önce ürkek ve şaşkındı. Sonra hemen alıştı.. Hergün bizdeydi. Bacaklarımıza sürtünüyordu, kafasını kaldırıp yukarıya "seni seviyorum bakışları" ile bakıyordu. Oğlanların kapısını çalıp bekliyordu kapı önünde. Onlar ders yada bilgisayar başındalarsa gidip çalışma masalarının üstüne yatıyordu.. Taylan matura tezini ona anlatarak çalıştı.. Sınav günü arkasından gitmişti, hatta baya uzağa gitmişti. "Taylan, bu kedi peşimden geliyor, napiyim? Diye bana mesaj atmıştı. Sana bol şans diliyor, gelir o geri, dedim. Sonra bir hafta falan gelmedi.. Taylan kendini suçladı, keşke o sabah geri getirseydim, kesin başına bir şey geldi, diyordu. Üzülmüştük hakkaten. Sonra bir hafta sonra çıktı geldi.. Nasıl mutlu etti bizi. Bizi nasıl seveceğini bilemiyordu. Başını öyle sıkı sürtüyordu ki, başımıza, ayağımıza, sanki yapışmak istiyordu. Sıra ile hepimize ayrı ayrı. Sonrada oyuncak fareleri işe şımarıyordu. O günden sonra balkon kapısını hep açık bıraktım. İstediği gibi girsin çıksın diye. Havalar yavaştan soğuyordu, balkon açık olduğu için üşüyorduk ama kedi sevgisi ile ısınıyorduk. Biz uyurken gelip yanımıza kıvrılıyordu. Uyuyanı hiç rahatsız etmiyordu. Zeytin öylemiydi, korkardık biz ondan. Uyuyanın üstüne atlardı panter gibi:) kapıyı, pencereyi sıkı sıkı kapatır öyle yatardık o varken.. 

Çok sevdik biz bu Boncuk kediyi. Yani öyle böyle değil. Adını bilmiyorduk ama biz ona ninemin akıllı kedisinin adını verdik. Boncuk. Ninemin cenazesinde bulunamadım, ama orada olanlar anlatır, ninemin tabutunun başından hiç ayrılmamış:( bi dahada gören olmamış.. 

İşte bizim bu kapımızı çalan Boncuk, nerdeyse 2 haftadır gelmiyor yine. Ilk günler oralı olmadık. Çünkü bi ara aynı şeyi yaptı ve kendimizi suçlamıştık.. Geri gelmişti ya, oh bi daha gelmesede olurdu, diyorduk. Ama arada bir mutlaka uğrardı. Çünkü bizim onu sevdiğimiz gibi, oda bizi çok seviyordu. Dili olsa bu kadar anlamlı söyleyemezdi. 

Evlerine bakıyorum, cam pencere kapalı.. Jelozinler dahi kapalı. Taşınmış olabileceklerini düşündüm. Gittim kapı zillerine baktım, isim duruyordu.. Bugün aşağıda siteden sorumlu olan "hausmeister" i gördüm. Ondan habersiz kuş uçmaz çünkü.. Görür görmez, tuttum kolundan, "size bişi sorcam" dedim. Akşam üzeri, iki dirhem bir çekirdek giyinmişler karı koca, ellerinde çiçekler, kızlarına yemeğe gidiyorlar. Normalde selamlaşır, geyik yaparız. Beni ciddi görünce, gözlerini açtı, kafasını birden geri çekti, hayırdır der gibi. 

Bİze bir kedi geliyordu balkondan bir kaç aydır.. Artık gelmiyor, bu siteden taşınan oldu mu? dedim. Siyah kedi mi dedi? Yok dedim. Ha küçük tiger gibi olan, dedi.. Evet, evet işte o dedim. Siyah kedide, diğer tiger gibi olanda aynı kişiye ait, dedi.  Bak nasıl biliyor herşeyi, dedim içimden. Adam herşeye hakim sitede, ama iyiki öyle diye sevindim. Dedi ki, hayır taşınmadılar. Ohh bi sevindim bi ara. Ama, dedi.. Aha, dedim şimdi kötü bir şey söyleyecek.. Sahipleride arıyor iki haftadır, siyah kedileri duruyor ama o küçük sevimli kedi yok, dedi.. İçim cızz ederken, kedi yiyen insanlar var, dedi şak diye. Keşke tokat atsaydı. Benim şimdi gitmem lazım, dedi ve gitti. Ben dişarı çıktım. Hava yağmurlu, sisli, soğuk.. Bakındım etrafa.. Boncuuk, diye seslendim, arandım.. Yok. Yok.. :((

Eve geldim, onunla oynarken çektiğim fotolara, videolara baktım. Evet, ağladım.. Ben bir kedi için ağladım. Evet, dünyada çok daha kötü şeyler oluyor.. Farkındayım.. Ama bu benim birebir yaşadığım, dokunduğum, hissedebildiğim, sevdiğim yaşayan bir canlıydı. Benim gibi, senin gibi, bir ağaç gibi, bir çiçek gibi, bir ot gibi hatta, onunda yaşam hakkı vardı.. Umarım hala var. Umarım macera peşindedir. Umarım bir gün yine çıkar gelir. Umudum çok az aslında. Çünkü buralarda sokak hayvanları hiç yok. Başı boş ne bir köpek, ne bir kedi, nede başka türlü hayvan yok.  Başı boş dolaşan sadece sinekler, sivrisinekler, kuşlar, ve arılar. 

Sadece bir hayvan, sadece bir kedi deyip geçemiyorum ben bu sefer.. 
Benim boncukla hayalerim vardı. Çocuklarım büyüdü. Kızkardeşimin yeni bebeği oldu.. Adı Mila. O biraz büyüyünce bize geldiğinde sevineceği bir şey var diyordum. Annesine, teyzeme gidelim, diye tutturur diyordum. Bunu, Boncuk yapacaktı benim için. Ben şimdi artı bir emek vermem gerekecek:)) şimdi bu satırları yazarken gülümsedim:) Mila bebek artık benimle oynayacak:) ama kedi ile üç kişi olacaktık:( 

Böyle işte.. Hakkaten üzgünüm.. O kedi, o Boncuk yine gelir dimi? Gelmese bile en azından yaşıyordur dimi??? 
Oyuncak fareleri ve ben kapi acik bekliyoruz. hava soguk, ayklarim buz gibi.. olsun.. belki gelir..


1 yorum:

  1. Boncuk sevgisi, Hero sevgisi, kuş sevgisi, zeytin ağacı sevgisi, ağaç sevgisi, insan sevgisi... birbirinden uzak şeyler değil. gün gelir Boncuk için ağlarsın, gün gelir Soma'da işçiler için ağlarsın, gün gelir sokakta boylu boyunca uzanan kadın için ağlarsın, gün gelir ''savaş hayır'' diye ağlarsın... Sevdiğin için, değer verdiğin için, yaşadığın için hissedersin bu duyguları... Gün gelir senden çok uzakta dilini bilmedigin tanımadıgın bir insan icin aglarsın... Bu anlamlıdır, güzeldir ve insancadır... Hiç bir şeyi hissedemeden ahkam kesenlere bence yazık ve geçmiş olsun... Sen yine umudunu yitirme.. O Hausmeister de bence kızına bi daha gitsin, yesin... Yok artık, kedi yiyenler... Heee....Oldu canım... O kedi gelecek :)

    YanıtlaSil