Sayfalar

7 Kasım 2014 Cuma

Yemek mim'i olunca..



Blog alemine girdiğimde gördüm bu mimlenme olayını. Hiç mimlenmedim. Aslına bakarsanız pekte önem vermedim. Bir çoğunu sıkıcı buldum. Ama bazılarınıda eğlenceli. Tıpkı bu mim gibi. Bazı blog arkadaşlarım isteyen yapabilir diye not düşünce bende yaptım. Zevkliymiş. 

En sevdiğiniz yemek:
Hiç yemek ayırmam, güzel yapılmış her yemeği severek yerim. Illa bir şey söyleyeceksem, karidesli makarna, krema soslu sebzeli makarna. 

En sevdiğiniz tatlı:
Tatlıyla pek aram yoktur. Dondurma bile yemem ben. Sabah aç karına yiyebilirim tatlı. Bir keski taze Antep baklavasını atabilirim ağzıma.. Sütlü yada şerbetli ayrımım yok. Ikisinide aynı mesafedeyim. 

Çocukken anneniz sizi:Annemle ilgili hiç anım yok maalesef:( 

Çocukken de şimdi de:
Kızarmış ekmeğin üzerine sürülmüş tuzlu tereyağı.. Bayılırım. 

Yemeyi sevdiğiniz ilginç şeyler:Kaşıksapı! Kaşık sapı dediysem bildiğimiz kaşığın sapı değil tabiki:) 
Mudurnu yada Bolu yöresine ait bir makarna çeşidi. Taze hamurdan açılıp fiyonk şeklinde haşlanıp, aralarına keş ve ceviz serpiştirilir.. Üzerine kızarmış bol tereyağı.. Hmmm. Miss. Başka bir yörede olmadığı için ilginç olabilir. Yoksa Mudurnu'da ilginç bir şey değil. 

Türk Mutfağı dışında sevdiğiniz mutfak:
Uzakdoğu mutfağı desemde, hepsi değil. Ama Körili yemekleri seviyorum. Suşi hala denemedim mesela. İtalyan mutfağınıda severim. Acaip ve fena şekilde pizza yaparım.  Fransız mutfağı ünlü olsada sevdiğim bir spesiyali yok. İsviçre mutfağında ise rakleti severim. 

Yemeyi sevdiğiniz en sağlıksız şey:Fazla abur cuburda yemem. Ama masada olursa atıştırırım. Çekirdek ve cips gibi şeyleri pek bulundurmam evde. 

Alerjiniz:
Bu güne kadar tanısı konmuş herhangi bir alerjim yok, ama aspirin içemem, adı geçtiğinde bile midem ayağa kalkar. Aha yazarken bile kalktı bak.. Iğğğğ. 

En sevdiğiniz meyve:
Şöyle doya doya meyvada yiyemem ben. (sende ne yersin kardeşim diye sorardım ben olsam) Kiraz yerim ama. Birde sonbaharda tanıdığımın bahçesinden gelen kokulu üzümleri. Bu üzümler beni çocukluğuma Hendek'e götürüyor. Diğer bütün meyvalardan bir atımlık alırım. Ama evin diğer bireyleri her türlü meyvayı kilolarca tüketebilir.. Iyiki onlar yiyor, sayelerinde bende bir iki atiştırıyorum. 

En sevdiğiniz atıştırmalık:Zeytine bayılırım.. Ceviz.. Tabiki peynir çeşitleri.. 

En sevdiğiniz içecek?
Şarap! Tabiki.. Gündüz pembe veya beyaz şarap. Hele Perşembe kadınları ile birlikteysek, öğleden sonra iki şişe biter, üçüncü yarım kalır. Yazın buz gibi bira. Severim alkollü içecekleri. Ortamı sosyal kılar. Rakı içemem. İçeni severim. Hele kadına çok yakıştırırım. Birde sahil kenarında çay bardağından rakı içmeye bayılırım. Hiç yapmadım gerçi:) gündüz kahve, akşam çay olmazsa mutsuz olurum.  


Asla yemeyeceğim ve içmeyeceğim dediğiniz şeyler:böcekli möcekli, kurbağalı, salyangozlu şeyleri yiyemem herhalde. Gerçi asla demeyi hiç sevmem ya. İçecek olarak tatlı içecekleri hiç sevmem. Cola, fanta, gazoz dahil. Colayı midem bulandığında içebilirim. 

Sonsuz tane yiyebileceğin şeyler:
Bu soruyu pek anlamadım ya, tane deyince nar geldi aklıma. Nar tanelerini sonsuz yiyebilirim. 

Çorbaların kralı:Aaaa bak şimdi.. Buna verecek tek cevabım; Çorbaların kralı Tarhana! Ama Uşak tarhanası. Her yörenin kendine ait tarhanası var. Ve bir çoğunu tatdım.. Hakkaten, Uşak tarhanası gibisi yok. 

Kahvaltıda tercih ettiğiniz şey:Ben sabahın köründe bir şey yiyemem. Ev ahalisi sabah 6.30 da tost veya cornfleks yerken ben onlara bakarım. Ben saat 10-11 gibi bir kahve ve kuruvasan yeter bana. Ammmmaaa, pazar kahvaltılarında gözüm doymalı önce.. Çok renkli olmalı, yeşil, kırmızı, beyaz, siyah, turuncu ne varsa, herseyi tercih ederim. 

Açken ben:Ben yine benim.. Açlığa uzun süre dayanırım. Aslında istesem oruç bile tutabilirim. Ama istemiyorum. 

Bir keresinde yemek yerken:Yemek yerken değilde, bir keyif kahvaltısından anlatmak isterim. Yine Istanbulda Ayça'dayım. Beyaz masa örtülü bir masa donatılmış. Biraz döke saça yediğim doğrudur. Hele beyaz masa örtülerine hiç dayanamam. Sakındığım göze çöpü sokarım.. Yumurtaya ekmeği bandım, ağzıma giderken pıt masa örtüsüne yumurta sarısı! Artık onu başka bir tabakla kapattım. Zeytini çatalla yakalamaya çalışırken sen fırtla karşıda oturanın önüne düş. Domatese yöneldim. Sen çataldan düş, pat diye bembeyaz masanın üzerinde kıpkırmızı bir domates parçası. Çekirdekleri saçılmış. Örtsen örtemezsin.. Benim bu sakarlıklarım böyle devam etti. Ayçanın arkadaşı, "biz bilemedik, özür dileriz, yarın serpme kahvaltı hazırlarız, sere serpe yersin" dedi.. Girdik mi gülme krizine. Çıkamıyoruz. Gülmekten gözümden yaşlar geliyor, lavobaya yöneldim, tuvalete gittiğimi düşünen arkadaşı ikinci espiriyi patlatınca, "rahat ol, döke saça gidebilirsin tuvalete" dediğinde artık gülmekten kopmanın ne olduğunu orada anladım. Yere yığılıp, gülmekten altıma işemiş olabilirim, bilmiyorum. Bunu hiç unutamam.. En keyifli kahvaltılarımdan biriydi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder