Sayfalar

16 Ocak 2019 Çarşamba

15 Ocak..

2019 yılından onbeş gün eksilmiş bile. Bi bakmışız bahar gelmiş, bi bakmışız yaz, bi bakmışız sonbahar.. İşte böyle çabuk geçiyor zaman. Oysa 2000 li yıllar, milenyumlar ne uzaktı bizim gibi seksenler kuşağı için. 19 yıl geçmiş bile ikibinden sonra. Daha dün gibi değil mi? Düşünsen eğer, bekli bi 20 yıl daha yaşarız belkide yaşamayız bi çoğumuz.

Ama işte bazen hiç ölmeyecek gibi davranıyoruz. Belkide budur bizi ayakta tutan. Nasıl olsa ölcem ya, koy dötüne rahvan gitsin, olmuyor. Her seferinde yeni yıla umut bağlıyor insan. 2018 çok çok muhteşem bi yıl olmadı benim için. Elbette güzel günlerim ve gezilerim oldu. Ama genel anlamda yakın çevremde kayıpların ve hastalıkların baş gösterdiği bir yıl oldu. Mutsuz günlerim mutlu olduğum günlerden daha fazlaydı. Yani 2018 i bilançosu kâr ile değil zararla kapandı.

 Yeni yıla Almanya’da girdik biz. Kardeşler hep birlikteydik. Sisli bi hava vardı. Havai fişekler sisten pek görünmesede yarım saat sürdü patlamalar. Havayere bi sürü para.. öyle derler Mudurnu’da bi şey boşuna olduğu zaman. Yani boşu boşuna, havaya bir sürü para. “Attığın taş vurduğun kuşa değmeli” de denir, ama bunun konumuzla alakası pek yoktur.  Zaten hiç sevmem havai fişekleri. Üç yıl önce yine böyle bir yılbaşı gecesi o fişeklerden biri birinin balkonuna isabet edip yangın çıkmıştı bi dairede. Saatlerce yangın izlemiştik havai fişek yerine. Üstelik sağır ve dilsiz bir çiftin eviydi bu. Güya yasaklanmıştı, bu sene yine patlatıldı. Almanlar pek seviyor havaifişek patlatmayı.  Neyse ki, kazasız belasız atlatıldı.

Yeni yıl kartları göndermiştim yine Aralık ayında. Hemen hemen gönderdiklerimin çoğu ulaşmış. Ama yine bi kaç fire var gibi. Bunlardan ikisi blog aleminden. Özlem ve Mina, sizinkiler galiba yoldan çıktılar. Bekliyorum bakalım. Önceki yıl gönderdiğim yeni yıl kartım bir Temmuz ayında ulaşmıştı Erzurum’a😀 Ha, ben aldım mı kartpostal? Aldım Noel babanınkilerini😀. Olsun bu bi alışveriş değil sonuçta! İçten gelen bi şey.
Burası İsviçre olmasina rağmen henüz adamakıllı bi kar yağmamiştı. Bir ay önce yağar gibi olmuştu ama fiyaskoydu. Hele yılbaşında falan 10-12 dereceleri gördük, diyecektim ki;  Nihayet yağdı o kar. Aheste aheste. Beyaza büründük. Beyaz çatılar, yazın farkına bile varmadığımız o çatılardaki dumanı çıkan bacalar çok güzel görünüyorlar. Kar yağışını izlemek neden böyle güzel, böyle dinlendirici. Ruhu dinlendiren beyazlık, sessizlik, ve sakinlik. Demekki dedim, böyle olmalıyız, sakin, sessiz ve duru.. Fakat  doğa gibiyiz işte bizde, bazen yağmur gibi yağarız çisil çisil, bazen dolu gibi şakır şakır, bazen de günlük güneşlik, umrumda mı dünya misali..

Akşam Mudurnu FB sayfasında şöyle bi yazı vardı. “Aşama gayıkları hazırlan uşakla, hotlak’ta yapacız” yazıyordu. Çok tanıdık geldi bu kelimeler. Yani tercümesi; akşama kızakları hazırlayın çocuklar, hotlak’ta yapacağız” Mudurnuda kızağa “gayık” derdik. Fakat hotlak neydi? Bunu unutmuştum. Düşüne düşüne ve mantık yürüterek çıkarttım bunuda. Hotlak, tümsek demekti. Yani kızakları tümseklerden hoplatmak. Bi nevi engelli uçmak:)
Abime yazdım hemen. Ne de olsa çocukluğumuz o köyde geçmişti. Hotlat’mak kelimesini hatırlamadı ama mantık yürüterek çıkarttı bi anlamda. Sonra abimin Mudurnu özlemi hortladı. Hotlamak kelimesi bizi bi hortlattı. Dedi ki, çok özledim köyü, en son kışını 77-78 lerde görmüştüm. Dedim, abi var mısın bi hafta sonu gidelim. Varım dedi. Bi heyecanlandık ikimiz. Mudurnu sayfasındaki bu paylaşım foto ile birlikte bizi bi harekete geçirdi. Şimdi ucuz bi bilet bulabilirsek gideceğiz Şubat ayında. Oda olmazsa Mart veya Nisan. Oda olmazsa Mayıs, Haziran.  Oda olmazsa seneye kışın, oda olmazsa elbet bi gün:)

15 Ocak önemli bi gün bizde. 23 yıl önce bugün Deniz ve Taylan bi sabaha karşı doktorları göreve çağırmışlardı alel acele. Uyandığımda anne olmuştum. Eşim baba, birileri dayı, amca olmuştu, birileri teyze, hala. Ailede herkes bi şeyler olmuştu😀 0 yüzden önemli yani. Belki bi gün dünya için’de bi şeyler yapıp, hepimiz için önemli olabilirler🤪
“Celile“ kitabını okurken kendimi onun yerine koyarak okumuştum, 1902’nin Ocak ayı soğukları başladığında, o Selanik‘teydi. Ben Düsseldorf’ta. Celile 15 Ocak’ta Nazım Hikmet Ran’ı doğurmuştu, ben’de Deniz ve Taylan’ı.  15 Ocak’ta hep bu üçünün Doğum günü aklımdadır. 😊 Farkındayım ne ben bir Celile olabilirim, nede  Deniz veya Taylan, bir Nazım Hikmet. Herkes kendi olsun zaten. 


Ben bir sosyal medya fenomeni değilim. Sınırlıdır arkadaş sayım. O nedenle yüzlerce binlerce, beğeni ve yorum olmaz. Ama olanlar çok daha samimi ve hep tanıdıklardan olduğun için daha inandırıcı hissederim. İçerden dışardan az ama öz mesajlar aldım. Bunlardan birini seçtim. Oda şuydu;

“Yayında ve yapımda emeği geçen siz kıymetliler ☺Ne güzel doğurmuşsun be. 
İnsan yaptığı herşeyi mi iyi yapar yahu pizzan, makarnan, şarabın, sohbetin, çocukların, gezmen, eğlenmen ❤” (Cansu E.)

Bu blog yazısını yazarken yazdı bunu. Dedim, bu çok hoşuma gitti gece gece, bi şişe şarabı tüketmişim, keyifliyim. Bunu blog yazıma ekleyeceğim, biraz olsun tatlansın yazım.. dedi ki, “Fazlası var eksiği yok diye de yaz“ 

Çünkü yazılarımda tat bulamadığım için yazamıyorum epeydir..Hadi hadi, tevazu gösterme diyor hala. Yazdım güya. Çıkan bu.. 

Hepinize güzel bir 2019 yılı diliyorum. Tek sayılı yıllar daha güzel oluyormuş. Öyle diyorlar. İnanırsak olur bence. 

11 yorum:

  1. Deniz ve Taylan'a nice sağlıklı yaşlar, size ailenizle birlikte şanslı bir yıl olsun.

    YanıtlaSil
  2. Hepimize olsun be. 🍀 Çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  3. Günler çok çabuk akıyor ama olsun her gün yeni bir yılbaşı sayılabilir😊mutlu bir yıl olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aslinda dogu, günes her gün yeniden doguyor dimi? :)

      Sil
  4. Senin yazılarında ben her daim tat buluyorum, kendine has üslubunla çok keyifli oluyor okuması emin olabilirsin ♥

    Deniz ve Taylan iyi ki doğmuşlar, nice mutlu yaşları olsun. 41 kere maşallah diyorum size :)
    Veee kocaman öpüyorum tabi ki...

    YanıtlaSil
  5. Kuşak çatışmasına katılıyorum.. Zaman ve ihtiyaçlar değişiyor surekli

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kusak catismasi derken??? Bugün kafam kazan gibi anlama zorlugu cekiyorum:))

      Sil
  6. Yaaa, lütfen "Noel Baba'yı aldım" deme:) Üzüldüm okuyunca. En azından kendi adıma şunu söyleyebilirim ki tebrik yollamak çok zevkli ve incelikli bir iş, beni engelleyen yemin ederim zaten uzak olan PTT'nin aşırı yoğunluğu. Yollamak istediğim çok kişi oluyor ve her defasında o kalabalık ve bekleme süresi yüzünden vazgeçiyorum. Bu bir bahane olmamalı tabii. Bu konuyu kendi içimde aşmayı diliyorum:) Buradan da olsa sana güzel dilekler yolluyorum. Her şey gönlünün güzelliğince olsun.

    YanıtlaSil
  7. 😂 amaaan üzüldüğün şeye bak. Şaka yaptım ben yahu. Yazıya biraz renk gelsin diye. Seninde her şey gönlünce olsun. 💜🍀

    YanıtlaSil
  8. Sitenizi yeni fark ettim ve hemen takibe aldım, benim siteye de beklerim, geniş kitleler oluşturmak daima güzeldir...Selam ve Dua ile...

    YanıtlaSil