Sayfalar

14 Nisan 2014 Pazartesi

Misafiriz biz..

Günlerdir muhteşem ilkbahar havaları devam ediyor.. ( Mustafa Kandıralıdan oyun havaları gibi oldu, ama evet onun gibi Bayram sabahları dinlediğimiz oyun havaları gibi bu bahar) Bu bahar geçen sene ve önceki sene yoktu. Sanırım ondan önceki senede.. Kışın yağmayan doğru dürüst kar, Nisan ayında yağardı, birde deli deli yağardı. Sağa, sola fıttıra fıttıra.. Zorla iş gören gelinler gibi.. Bu sene bi farklı, cıvıl cıvıl, rengarenk.. Belliki isteyerek, severek gelmiş;) 

Kafama koydum doğaya yapışacam bugün yine.. Fotoğraf makinamı ve ruhumu alıp çıktım.. Her gittiğim yere ruhum refakat etmez benim.. Ama severek, isteyerek gittiğim heryerde hem bedenen, hem ruhen orada olur tadını çıkartırım. Öyle oldu bugün işte. Bize hiçte uzak olmayan Wohlensee' ye gittim.. Ama senede 2-3 kez giderim.. Yakın olduğu için herhalde.. Hani insan burnunun ucunu görmezde taaa uzaklarda arar ya bazı şeyleri, öyle bir şey herhalde.. 

Gittim, herzaman gördüğüm şeyleri yeniden görmek mutlu etti beni.. Eski bir dostu yeniden görmek gibi.. 
O köprü, o yol, o nehir, nehirde yüzen ördekler, kuğular, o ağaçların asil duruşu, kuşların cıvıl cıvıl sesleri, ahşap küçük köprü altından akan suyun sesi, ağaçlardan fışkıran çiçek tomurcukları.. Sanki kendi dillerinde "hoş geldin" dediler bana. Hoşbuldum dedim.. Dinledim, dokundum, baktım, kokladım, fotoğraflayarak dondurdum doğayı.. 
Öyle güzel ki.. Bu sese kulak vermeyen, bu kokuyu içine çekmeyen, bu güzellik karşısında etkilenmeyen varsa, sorun doğada değil, kendisindedir. Yada ergendir.. 

Ağaçlar, çiçekler, böcekler, denizler, nehirler, dereler bu evrenin sahibi, biz sadece misafiriz onların dünyasında.. Misafirlikte hep kibar davranırız, değilmi? O zaman misafir gibi davranalım lütfen..

Acemi fotoğrafçılığıma, yine doğa el attı. En güzel pozu doğa veriyor. Çünkü doğal:)) 
















12 Nisan 2014 Cumartesi

"Imza:Ben"



Şimdiii, nereden başlasam, nasıl yazsam bilemedimki? Ama çok heyecanlandım, çok mutlu oldum, yani bi hoş oldum ben.. 
Nasıl başladı bütün hikaye? En iyisi oradan başlayayım.. 
2012 yılından beri belli aralıklarla blog yazılarım oluyor. kendimce bir şeyler yazıyorum.. Sonra blog bloğu açıyor, blog başka kapılar açıyor derken, çok daha kıdemli blog yazarları keşfettim.. Çok daha aktif, çok daha dinamik.. Banu Tozluyurt ve iki arkadaşı bir kitap üçlemesi çıkartmak istemişlerdi. Ben bu kitabin üçüncü ayağına yetiştim. Ilk kitap "Imza:Kızın" ikinci kitap "İmza:Karın" ve sacayağının üçüncüsü ise "Imza:Ben"

Bu kitapta ise herkes herkese yazabilecekti.. Çocuğuna, arkadaşına, öğretmenine, kardeşine, komşusuna, kendine, çiçeğe, böceğe vs. Bu sonuncu kitapta erkeklerde yazar diye tahmin ediyordum.. Yine 154 kadın yazmış.. Sadece kadın insanlar yazmış. Yazar listesi e-mailime geldiğinde sadece isimleri yazıyordu.. Isimlerinin önüne sıfatları yazılmamıştı.. Oysa hepimizin tanıdığı kadınlarda vardı..?Siyasetten kadınlar, sanattan kadınlar, yazar kadınlar, doktor, avukat, öğretmen kadınlar var, ve onlar sadece kadın, ana, kardeş, komşu, arkadaş yani insani kimliği ile yazmışlar.. Bu hoşuma gitti.. 

Bu son kitap duyurusu yapıldığında, bende bir şeyler yazmak istedim.. Hemde çok istedim.. Tek sorunum, kime yazacağıma karar veremeyişimdi.. Herkese yazasım vardı. 

Bu, nasıl ve kimden yana karar vermem gereken zor bir dönmedi.. Gönül isterdiki, arkadaşıma, kızkardeşime, abime, çocuklarıma, bir blog arkadaşıma, yada yada hayatımdaki herhangi birine.. Mümkün değildi tabi.  Eleye eleye iki kişi, hatta üç kişi kalmıştı.. Birine yazsam diğerine haksızlık edecekmişim gibi geldi.. Gönderdim yazılarımı daha doğrusu mektuplarımı.. Sonra bir mail geldi.. Talep çok olduğu için mektuplar seçilecek diye.. Umudumu yitirdiğim anda bir bilgi daha geldi. Kitap destek yayınlarından basıma girmişti. Çok mutluydum.. Kitap bir haftadır kitapçılardaki yerini almış..  Bu tarifsiz bir duygu.. Benimde bir iki sayfaya katkım olmuş olan bir kitap ben öldükten sonrada var olacak duygusu çok güzel..  Teşekkür ediyorum, diğer 153 kadına ve bunun öncülüğünü yapan Banu Özkan Tozluyurt'a ve Esra Aylin Akalın'a.. 

Hani çocuğun olurda kucağına alamazsın ya, öyle bir şey benim için şu anda.. 

15 Nisan'da İstanbul'da, 21 Nisan'da İzmir'de kitabin tanıtım gecesi var bütün katkıda bulunan yazar kadınlarla.. Maalesef katılamayacağım. Ama benim yerime İstanbulda yaşayan kardeşim, arkadaşım Ayça gidecek.. Organizasyonun bundan haberi var.. Ayça ile oradaki kitapta yeralan yol arkadaşlarıma selam ve sevgilerimi gönderiyorum.. Ve benim 1 kitap olan telif hakkım Ayça'ya teslim edilecek.. Hepinizin imzasi olursa ne güzel olur. 

Bu kitabında diğer kitaplar gibi telif hakkı bir yardımlaşma platformuna gidecek.. Bu seferki kitabımız Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı (TÜRGÖKyararına oldu..  Ayrıca bu sesli kitap olarakta mevcut. Bu sesli kitap cd si kitapla birlikte mi, yoksa ayrı mı temin ediliyor, bilmiyorum.  

Bizler yazarak mum yaktık, TÜRGÖK'e, sizde okuyarak daha fazla aydınlatabilirsiniz o dünyayı.. 

1 Nisan 2014 Salı

Hiç umut biter mi?


Tamam seçimler öyle yada böyle sonuçlandı.. Hala sonuçlanmayan çekişmeli il ve ilçeler var.. Haa Türkiye haritası mı? Çoğu sarı evet.. Hile, usulsüzlük falan filan, neyse ne, büyük çoğunluk sarı.. Ee napalım? Ama diğer yüzde 55 i. Demokrasiye inanlardanım ama demokrasinin olmadığı bir yerde neye inanayım? 

Çoğunluk tamam.. Saygılıyım.. Ama oy'larının peşinde olan insanlar var.. Gece demeden, gündüz demeden.. Bu insanların verdiği emekler, evinde yatarak izleyen ve kazandiğina inanan insanın bir oy'undan çok daha değerli değil mi? Sonucu değiştirsin veya değiştirmesin.. Türkiye genelini değiştirsin veya değiştirmesin.. Hiç önemli değil, verdiği emek önemli. Emek verilen yerde mutlaka bir şey yeşerir. Filizlenir.. Korursan dal verir, büyür. Bir ateş bile küçük bir kıvılcımla başlar. Ya üstünü örterek, yada su sıkarak söndürürsün.. Ama Isınmak istiyorsan, üflersin, çoğaltırsın.. 
Uzun uzun yazmak istemiyorum, ısınmak istiyorsan üfle.. Üfle ki ateş çoğalsın.. Yada filiz veren dalı koru.. Koru ki, renklensin hayat.. Doğa hiç umudunu yitirmiyor, sende yitirme.. 
Umut biterse her şey biter.