Sayfalar

30 Kasım 2014 Pazar

Banu Alkan'la nasıl arkadaş oldum...

Banu Alkan, Zürihteydi..
Bugün Banu Alkanı gördüm televizyonda. Görür görmez bir arkadaşımı görmüş gibi "aaaaaaa" dedim. Mış gibisi fazla, arkadaşız biz onunla:) evet.. Şöyle başladı bizim arkadaşlığımız.. 

Iki üç yıl önceydi herhalde.. Zürih'te bir restorana davet edilmiştik.. Otantik, fasıllı masıllı bir restoran. Ama garson yok.. Fixmenü, Selfsservice. Tabağın bittikçe gidip alıyorsun. Baktım tam karşımda bir kadın, leopar föterli, sarı saçlı, pembe saten pantolonlu bir kadın tabağına soğuk mezeler alıyor. Kocamın kulağına, şu kadına bak ne kadar Banu Alkan'a benziyor dedim.. O zaten, dedi. Bizi davet edenlerin kadın olanı İsviçreli, ama eşi Türkiyeli. Aaa, Banu Alkan'da buradaymış dedim.. O kim dediler:)) hadi kadını anlayabilirim, isviçreli sonuçta. Adamda tanımıyormuş.. Haklısınız tanımanız gereken biri değil dedim.. Neyse biz yemeğe devam ettik, oralı olmadık falan. Zaten ben değil Banu Alkan,  Tarık Akan'ı, Şener Şen'i, görsem yine aynı davranırdım. Nejat İşler'i görmüştük bi ara Gümüşlükte. Bazı ünlülere denk geliyorum bazı yerlerde. Ama gidip onlarla bi fotoğraf çekilmek bana basit bir tavır gibi geliyor. Ki kesin bıkmış ve usanmışlardır bundan. O yüzden uzaktan bakar, hiç oralı olmamaya çalışırım.. 
Neyse, restoran kalabalıklaştıkça onu tanıyanlar ellerinde telefon koşturuyorlar. Banu Alkan'da hiç rahatsız olmadığı gibi zevk alır gibi pozlar veriyor.. Yanında bir kadın var. Iki kadın gelmişler. Malum sigara içilmiyor, dişarı çıkılıyor sigara içmek için. Dışarı sigara içmeye gittiğimde yanındaki kadında çıktı. Sigara içiyoruz, salak salak durmaktansa konuşmak iyi olur dedim.. Banu Alkan arkadaşınız mı dedim. Evet, uzun yıllardır arkadaşız, her yıl ziyaret eder, ve bende kalır dedi. Herkes fotoğraf çekilmek istıyor, rahatsız olmuyor mu? Hayır, dedi. Bilakis, çok mutlu oluyor.. Hatta bir tek sizin masadan hiç ses çıkmadı buna üzüldü, dedi.. Aaa, öyle mi? dedim, o zaman birazdan giderim yanına:) içeri geldim, ben daha yanına gitmeden bizim masada bulunan rakıdan bir kadeh istedi.. Şişeyi kaptığım gibi gittim Afroditin yanına:) 


Meger Banu Hanim benimle fotograf cekilmek istiyormus:))
Bebeğimmm, dedi bana.. Hoşgeldiniz, dedim.. Sizi elbette tanıdım, ama rahatsız etmek istemedim, dedim.. Hiç olur mu öyle şey, dedi.. Mutlu olurum.. Sonra yanında oturan eşin mi? Dedi.. Evet, dedim. Çok yakışıyorsunuz, dedi.. Hadi canımm! Demedim:) Belliki o benden daha çok eşimi beğenmişti:) neyse oturdum masasında biraz, sohbet ettik. Bi şey söylimmi? Hakkaten samimi, ve içten bir kadın. Tv lerde gördüğümde sinir olurdum önceleri, ama artık olmuyorum. Zararsız bir kadın. Ona varana kadar çok daha neleri var. Ha, gündemden düşmeseydi hala böyle samimi olur muydu, bilemem. Neyse biz arada bir sigara içmeye çıktığımızda oda çıktı. Puro içiyor kendisi. Samimi olduk iyice, eşimde var. O'na beni Cenevre'ye götürsene dedi. Benim Kocada, Cenevre'de bir şey yok, gel seni Bern'de gezdirelim, dedi. Sen diye hitap ediyor. Gerçi Banu da bize sen diye hitap ediyor. Benim kocam hiç kimsenin yanında ezilip büzülmez, yada gereksiz bir nazikliğe bürünmez. Neyse o dur.. Yani herkese aynıdır. Ben insana göre ayarlarım şerbetin tadını. Sonra tekrar içeri girip masalarımıza oturuyoruz. Sonra bunlar kalktı, Banu hanım bizim masaya geldi, bana, yaz telefon numaramı, dedi. Oradaki bir peçeteye yazdım o numarayı.. Ben bana özel numarasını verdi diye sevinirken, eşime döndü, telefon numaranı versene dedi:) oda verdi. Ulan dedim, ben bu çektiğim fotoları paparazilere vermez miyim? :)) evet vermezdim. Samimi, içten, "denişik" bir geceydi.. 
Bilmiyorum eşimi aradı mı, aramadı mı?  Aradiğını söyler zaman zaman:) 
Ama ben onu hiç aramadım. Arasam ne konuşacaktım ki? Neyi paylaşmıştık hayatta? Bir yıl geçmişti aradan.. Kızkardeşim geldi. Einstein kaffede oturuyoruz, ve aynı adı taşıyan birayı içiyoruz. Bu hikayeyi antattım. Du bi telefon edeyim bakalım, doğru numara mı dedim. Güya eğlenicez, yada kızkardeşime kanıtlayacağım onunla tanıştığıma.. Ya o değilse diye bir korkum da var, sonuçta atıp tutmuşum kardeşime:) Telefon çaldı çaldı. Sonra şuh bir ses.. Alooo, dedi. Banu hanım merhaba, dedim. Merhaba dedi. Sizi isviçreden arıyorum, hani dedim Zürihte bir restoranda tanışmıştık, adım şu.. Ha, evet hatırladım, S.... nın eşisin dimi, dedi. Evet, dedim. Hani bi güzel Harmandalı oynamıştınız, nasıl unuturum sizi dedi. Bebeğim, istanbula gelince beni ara, mutlaka görüşmek isterim dedi. Tabi ben hiç aramadım. Zamanımda olmadı açıkçası.. Ama, böyle tv lerde falan görünce ona eskisi gibi ön yargılı değilim kendisine. Neyse o işte.. 

Bu akşam onu görünce bu anımı da yazmak istedim anılarıma..

O bizim Banu'muz Alkani'miz...

4 yorum:

  1. Çok eğlendim okurken, ne güzel yazmışsınız.
    Sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olduğu gibi yazdım Deniz:) ama daha eğleceli yazabilirmişim dedim okuyunca. Genelde de okumam zaten, korkarım okuyup beğenmemekten. Çok ciddiyim.

      Sil
  2. Ünlülerden arkadaş yapmış bak şimdi haberimiz oldu:) Şaka bir yana, onlarda bizim gibi insan işte, sonuçta, onlar biraz fazla ilgi manyağı o kadar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabi ki, ne sandın?:) sadece ünlülerle takılabiliyorum:) bi ara Sezen aksu ile arkadaş olma hayalim vardı. Beni çok severdi diye abarttığım olurdu:) Şansıma Banu çıktı:) o değilde beni en en ennn mutlu eden şey dün Boncuk kedinin geri dönüşü oldu..

      Sil