Sayfalar

6 Ekim 2023 Cuma

Oktoberfest Gezisi

Uzun zamandır beklediğimiz, hatta tam bir yıl boyunca planladığımız efsane Oktoberfest gezimizi buraya not düşmek istedim.

Üç günlük gezimizin her anı o kadar güzeldi ki, bu kadar eğlenceli olacağını inanın tahmin etmiyordum. Belki de kalabalık ve uyumlu bir grupla gitmekti bu kadar eğlenceli kılan.

Geçen hafta Cumartesi sabahının alacakaranlığında biz 10 kişi İsviçre'den bir minibüsle, 3 arkadaşımız da İstanbul'dan uçakla olmak üzere döküldük yollara. Öğlen 12 gibi, güneş tepemizde, hepimiz Münih'teydik. Bu geziyi mükemmel kılan biraz da bir arkadaşımızın güzel organizasyonuydu. Her yere yürüme mesafesinde olan şehrin kalbindeki bir oteli bir yıl önceden ayırtmıştı. Bekleme süresi iki yılı bulan o tarihi Hofbräuhaus'ta 15 kişilik yeri de ayırtmıştı. Akşam saat tam 18'de orada buluşmak için sözleştik. Kadınlar geleneksel kostümleri "Dirndl" dedikleri giysileri, erkekler ise askılı, kısa deri pantolonlarını giyip, tam sözleştiğimiz saatte, sözleştiğimiz yerdeydik. "Mass Bier" dedikleri 1 litrelik biralarımızı o kocaman cam kupalarla tokuşturarak, başladı akşamımız. Hele o üstü tuzlu Bretzeller yok mu, efsaneydi. O özel Oktoberfest için üretilen biralarla ne güzel gidiyor meret. Canlı orkestra ile Oktoberfest ruhunu yansıtan Alman müzikleri, dans eden, eğlenen insanlarla dolup taşan bir Hofbräuhaus sonrası, yemek yemek için "Ratskeller" dedikleri başka tarihi bir mekâna geçtik. Orada da yedik, içtik, eğlendik.

Pazar günü Oktoberfest alanına giriş yaparken, çantalara bakılıyor, büyük çantaları ve sırt çantalarını almıyorlar. Bunu bilmiyordum. Oradaki görevliye, "Aaa bunu bilmiyodum, ne yapıcaaam şimdi ben?" deyince, bana acıdı galiba, "Çabuk gir, hadi ben bir şey görmedim" dedi, ve girdik içeri. Fakat ikinci gün bu kadar şanslı değildim, zira çantamı bu sefer almadılar içeriye, girişteki teslim depolarına belli bir ücret karşılığında bırakabiliyorsun, ben de öyle yaptım bu sefer. Theresienplatz denilen bu alan öyle büyük ki, daha göremediğimiz yerler var. Bütün dünyadan insanlar akın akın gelmişler. 3.5-4 Mio insandan bahsediliyor. Oluk oluk biralar, yiyecekler, lunapark eğlenceleri, canlı müzikler, milyonlarca gülen, eğlenen, mutlu insanlar. Ve onca kalabalıkta işler tıkır tıkır işliyor. Kavga yok, taşkınlık yapan yok. En azından ben görmedim.

Pazartesi günü Münih'in sokaklarında, yerel yazar Martin Arz'ın rehberliğinde şehri keşfe çıktık. Alışılagelmiş tur rehberinden ziyade klasik bilgiler dışında şehrin saklı hikayelerini, bilinmeyenlerini öğrendik. Örneğin, Dr. Oetker'in oğlunun kaçırılış hikayesini direkt olayın yaşandığı yerde dinlemek gibi. Böylece kültürel bilgilerimizi de aldıktan sonra, çok susadığımızı fark ettik. O kocaman 1 litrelik biraları çoktan hak etmiştik. Güneşli masmavi gökyüzünün altında ne iyi geldi. Akşama yine hep birlikte alandaki binlerce insanın olduğu bir çadırda buluşup, müzik, dans, ve tabii biralarla geceyi sonlandırdık. Ertesi gün sesim kısılmıştı, birkaç gündür o sesli ortamlarda birbirimizi duymak için bağırarak konuşmaktan. Daha doğrusu ses kısılmışı değilde, böyle çatallı gibiydi. Yani hoş bir ses.

Ertesi gün dönüş yolundaydık. Gidişte ne kadar enerjik ve neşeliysek, dönüşte bi o kadar sesimiz kısılmış, sus pus olmuştuk. 4.5 saatlik yolculuktan sonra sessizce evlerimize dağılırken hepimizin ağzından aynı cümle dökülüdü; "İyi ki gitmişiz."

Fakat en unutulmazı ve en komik olanı, tarihi bir film setinden fırlamış gibi dönemsel kıyafetlerle toplu fotoğraf çektirdiğimiz andı kuşkusuz. Alandaki bir çadır stüdyosunda tarihi kostümleri üzerimizde görüyor, ve birbirimize baktıkça gülme krizlerine giriyorduk. Şimdi o fotoğrafa bakıp bakıp gülümsüyorum. Çok güzel bir fotoğraf oldu. Eğer vakit bulabilirsem ve başarabilirsem bir sonraki yazımı "Sene 1930'lar, Münih'in romantik sokaklarında beyazın hakim olduğu bir kış günü..." diye başlayıp, fotoğrafıda ekleyip bir hikaye uyudurmak  hikayeye dönüştürmek istiyorum. Içinde entrikaların, aldatmaların, kıskançlıkların olduğu bir hikaye.Bakalım.😊

Münih çok güzel bir şehir. Beğendim. Güzel hatırlayacağım bir Münih gezisi oldu.




8 yorum:

  1. Çok güzel! :) Keşke orada olsaydım dedirtti:)

    YanıtlaSil
  2. Evet, sevgili Sezer, cok güzeldi. Hatta bana yeniden blog yazmam icin ilham bile verdi:)

    YanıtlaSil
  3. Canımıniçi, çok keyfili idi... Anılarımıza bir tane daha eklemiş olmaktan çok memnunum... Evet, hep birlikte çok güzeldi... iyi ki gitmişiz.. Hatta Pazartesi günü daha da çok iyi ki gitmişiz :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahaha, o zaman her pazartesi bu yaziyi okuyalim 😄 Anı defterimize bir yenisini daha ekledik. Bir sonraki maceramızı planlamaya ne dersin? 😉"

      Sil
  4. Ne zamandır yazmamıştın, ne güzel oldu seni okumak. kıyafetleriniz
    harika, eğlence gibisi yok hele festivaller.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Buket, sanirim yazma yetenegim kadar mola verme yetenegim de yerindeymis:) Asil kiyafeteri bir sonraki postumda görebilirsin.Toplu foto cekimi icin 1930 lara gittik:)

      Sil
  5. Çok güzel olmuş yaa)))afiyet, bal olsun:)))hikayeyi iyi ki yazmışsın. Çok güzel olmuş. Az önce heyecanla okuyup bitirdim. Bu paylaşımından önce onu okuduğum için bir an gerçek bir hikaye bile sanacaktım:) Tekrar eline ve hayal gücüne sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok tesekkür ederim Müjde Ablacim. Evet cok güzel bir geziydi. Sevgiler.

      Sil