
Böylece hepimiz yalnızlaştık. Yalnızlaştıkça birbirimize sarmaya başladık. Akıllı telefonlar esir aldı çünkü. Artık karşılıklı konuşamıyorsak, karşımızdakine saldırmalıydık. Herkes herkese tanımadığı halde saldırarak mastürbasyon yapıyor. Git sokaklara. Bak en son çare olarak CB bile, sokaklara çıkın dedi 15 Temmuz gecesi. Demek ki neymiş? Özgürlük sokaklardaymış. Gerçi biz çıkarsak tomalar, akrepler kol gezer sokaklarda o başka.
Sessiz kalmak kabullenmek değil elbet, sadece sosyal platformlardan cumhuriyeti anlatmak günümüzün islami faşizmine anlatmak bana basit geliyor.
Dini yücelterek diğer bütün değerler yok edildi. "Herşeyin başı eğitim" eğitim diye yayınlanan spotları bile kendi düşüncereri için yaydılar.
Bilmiyorum, herşeyi meta haline getirildiğimiz bu evrende nasıl yaşayacağımızı? Artık bir insan değil ürün haline geldik. Bakınız tv yarışmalarına. Bu Türkiye'de daha abartılı olsada dünya tv lerinde hep aynı. Rekabet halindeyiz. Yaşamak için birbirimizi öldürebilir haldeyiz. Evet korkunç bir hal aldık, ama farkına varmamak için uğraşıyoruz. Çünkü farkına varırsak kendimizden utanırız. Mutsuzluklarımızda aslında kendimizden gizlediklerimiz. Farkındayız aslında bir çoğumuz. Ve o yüzden mutsuz. Hani kuyruğunu yakalamaya çalışan köpek gibi. Veya dolap beygiri gibi..
Velhasıl çürümüş bir toplumuz. Çürümüş bakterilerden oluşanlar nasıl olur hiç bilmiyorum.