Sayfalar

çürük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çürük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ekim 2016 Pazar

Çürüyoruz...

Bi çok şeyin farkındayım. Hep deriz ya, eski bayramlar, eski komşuluklar, eski dostluklar.. Hep bir özlem geçmişe. Hepimiz farkındayız aslında yeni bir çağa girdiğimizin. Eski Alışkanlıklarımızın yok olup gittiğinin. İnsanlığın dışında alışkanlıklarımız, ananelerimiz yok olup giderken "biz nasıl böyle olduk derken" bile değiştiğimizin. Hepimiz birbirimizi suçlarken, aslında o çürümüşlük kokusu hepimizden geliyor. Her şey o kadar yüzeysel yaşanıyor ki? Akıllı telefonlarda biz oyalanırken atı alan Üsküdar'ı geçiyor. Biz yine akıllı telefonlardan kutluyoruz, bayramı, seyranı, ve dahi "şehitleri" artık o kadar alıştık ki. O kadar alıştırıldık ki. Her gün bir kaç Şehit! Güya analar ağlamayacaktı. Her gün ağlıyor ülkemin anaları. Şehit anaları ağlıyor, Cumartesi anaları ağlıyor, kadınlar ağlıyor. Çocuklar ağlıyor. Şort giyen kadın ağlıyor, Kocasından ayrılmak isteyen kadın ağlıyor, tecavüze uğrayan çocuk ağlıyor, her şekilde analar ağlıyor. Güvensizlik almış başını gitmiş. Hiç kimse kimseye güvenmiyor. Kimi Kürtlere güvenmiyor, kimi türklere, kimi sosyal demokratlara güvenmiyor, kimi sosyalistlere, komünistlere kimse inanmıyor demiş bir arkadaşım. Ben daraltıyorum bu çevreyi. Komşumuzla be akrabamızla bile ayrı düşüyoruz artık. 
Böylece hepimiz yalnızlaştık. Yalnızlaştıkça birbirimize sarmaya başladık. Akıllı telefonlar esir aldı çünkü. Artık karşılıklı konuşamıyorsak, karşımızdakine saldırmalıydık. Herkes herkese tanımadığı halde saldırarak mastürbasyon yapıyor. Git sokaklara. Bak en son çare olarak CB bile, sokaklara çıkın dedi 15 Temmuz gecesi. Demek ki neymiş? Özgürlük sokaklardaymış. Gerçi biz çıkarsak tomalar, akrepler kol gezer sokaklarda o başka. 
Sessiz kalmak kabullenmek değil elbet, sadece sosyal platformlardan cumhuriyeti anlatmak günümüzün islami faşizmine anlatmak bana basit geliyor. 
Dini yücelterek diğer bütün değerler yok edildi. "Herşeyin başı eğitim" eğitim diye yayınlanan spotları bile kendi düşüncereri için yaydılar. 
Bilmiyorum, herşeyi meta haline getirildiğimiz bu evrende nasıl yaşayacağımızı? Artık bir insan değil ürün haline geldik. Bakınız tv yarışmalarına. Bu Türkiye'de daha abartılı olsada dünya tv lerinde hep aynı. Rekabet halindeyiz. Yaşamak için birbirimizi öldürebilir haldeyiz. Evet korkunç bir hal aldık, ama farkına varmamak için uğraşıyoruz. Çünkü farkına varırsak kendimizden utanırız. Mutsuzluklarımızda aslında kendimizden gizlediklerimiz. Farkındayız aslında bir çoğumuz. Ve o yüzden mutsuz. Hani kuyruğunu yakalamaya çalışan köpek gibi. Veya dolap beygiri gibi.. 
Velhasıl çürümüş bir toplumuz. Çürümüş  bakterilerden oluşanlar nasıl olur hiç bilmiyorum.