Benim adım Miri. Tam bir yaşımdaydım. Ben bebekken almış beni ilk annem. Alerjisi varmış bana. İlaçlar falan almış ama nafile. Beni başkasına vermekte bulmuş çareyi. İnternete benim resmimi koymuş. Beni gören şimdiki annem, yani bu bloğun yazarı güzeller güzeli annem😻, beni görür görmez aşık olmuş. Söylediğine göre uzun zamandır benim gibi bir kedi🐈 arıyormuş. Ama bir türlü bulamıyormuş. Buralarda öyle herkese kedi vermiyorlarmış. Hele hele bahçesi olmayana hiç kedi vermiyorlarmış. Birde biz iki tane olmalıymışız bi evde. Her kedi aynı olacak değil ya. Sanki siz insanlar aynısınız? Halla halla!! Ben evde tek olmayı seviyorum. Sadece beni sevsinler istiyorum. Birde öyle dışarlarda sürtmeyi 😹pek sevmiyorum.. Balkon yetiyor bana.
Dün bana güzel bir mail yazmış şimdiki annem. Demiş ki; hallo Miri.. seni görür görmez aşık oldum. Seni kucağımda okşamak istiyorum, seninle oynamak istiyorum, seninle mışıl mışıl uyumak istiyorum, kedim olmanı istiyorum. Bunları sende istiyor musun?
Bunları sahibime değil, direk bana yazmış. Çok sevdim onun bu tavrını. Telefon numarasını yazmayıda unutmamış. Sabahı zor ettim. Hemen arayalım dedim eski sahibime. Saat sabahın 7 si. Evet kargalar kahvaltısını yapmamıştı. Ama banane kargalardan.
Aradık. Telefon uzun uzun çaldı. Açmayınca çok korktum. Çalsın çalsın dedim. Telefon kaç kez çaldı bilmiyorum ama kedi rakamı ile 3556 kez çalınca açtı telefonu uykulu sesle. Ben Miri, dedim. Neee, dedi.. sevinçten eli ayağına, dili damağına (bu deyim başkaydı ama terbiyem el vermedi) dolaştı. Ne diyeceğini bilemedi. Hatta saçmaladı biraz. Ben Miri, Miri dedim tekrar. Mailini okudum. Evet bende seni okşamak ve seninle yaşamak istiyorum, hemde bugün istiyorum, dedim. Tamam seni öğleden sonra, yada en geç yarın alacağım, dedi. Kapattık telefonu. Ben bekleyemiyordum. Madem eski sahibimin bana alerjisi var, bugünden tezi yok gitmek istiyordum. Saat 10 a doğru tekrar telefon açtık. Ben tasımı tarağımı topladım, sana taşınıyorum, bugün saat 12 gibi evde misin? dedim. Hayır, çalışıyorum ama saat 12 de evde olurum, dedi. Sevindim😻. Kapattık telefonu. Sonra bana, “tasımı tarağımı derken?” Diye yazmış kedi WhatsApp-ından. Senin için ne hazırlayım? Demiş birde. Hiç bir şey, dedim. Ben yatağımı yorganımı, kedi tuvaletimi, kumumu, 3 aylık mamalarımı, oyuncaklarımı, tırmıklamak için o koca ağacımıda getiriyorum, diyede ekledim. Sevindi. Ama ben bir an önce gitmek istiyordum. Saat 12 yi bile bekleyemedim. Düştük yola eski sahibimle. 11.45 te yeni sahibimin evindeydim. Allahtan bi abi vardı evde. Oğluymuş. Hello, dedim girdim içeri. Evi bi kolaçan ettim. Bütün odaları dolaştım. Kokladım orayı burayı. O ara evin hanımı geldi, elinde hiç bir kedinin dayanamayacağı minik atıştırmalıklarla. “Sen onu getirmesende sevmiştim seni akıllım” dedim, ama içimden. Eğildi, elini kokladım, yüzüne baktım, sevdim seni miyauuu, dedim..
Eski sahibim bana baktı, yerlerde yuvarlanıyorum falan. İyi hissettin kendini burada, ama gel bi vedalaşalım dedi. Kucaklaştık güya. Ama içimden şu şarkıyı söylüyordum. “Olmaz artık kapı açık, arkanı dön ve çık istenmiyorsun artık, bir zamanlar sen de bana acımadın, yalnız kaldım yıkılmadım ayaktayım.. Ohhhh, yaşadım yaşıyorum
başım yukarda meydan okuyorum hayata ve sana, gönlüm doluyor aşkla barıştım bak hayatla, başladım yaşamaya hey hey...Şimdi gel de gör beni bambaşka bir kedi 🐈 Topladım dağılan kalbimin her köşesini
Ardından ağlayan o zavallı kedi 🐈 nerede şimdi
hey heyyyyyyy.
Sevenlere vereceğim sevgimi..”
Türkçe şarkılarada anında adapte oldum he. Bu türkiyeliler ne güzel ifade ediyorlar şarkı sözleri ile ne diyeceklerini?
Neyseciğime.. Bu arada türkçeyide çatır çatır söktüm bir kaç saatte. 😹çok akıllıyım ben.
Ama o abiler çok tatlı. Beni çok seviyorlar. Ne yalan söyleyim bende onları çok sevdim.
Bakalım ilerde neler olacak. İsminin değiştirilmesi dışında rahatsız olduğum bi konu yok şimdilik. Gayet mutluyum burada. Şimdi uyuyayım mışıl mışıl yatağımda. Yatağımı yorganımı getirdim demiştim dimi..