Sayfalar

15 Ekim 2013 Salı

Bu mu Bayram???

Bayramlar bu evde güzeldi..
Herkes  çocukluğunun bayramlarını özler.. Nerde o eski bayramlar der, neden biliyor musunuz? Çünkü Bayram  çocuklara güzelde ondan.. 

Bayramdan 1 hafta önceden başlar hazırlıklar.. Temizlik  yapılır.. Bayramlık ciciler alınır, herkesin bir kırmızı ayakkabısı mutlaka  olmuştur.. Ben hatırlamıyorum ama benim olmadı.. Ama kırmızı kınalı ellerim oldu. Arefe gününün telaşı bambaşkadır.. Teknelerde hamur yoğrulur, katmerliler, yufkalar, baklavalar, ekmekler yapılır. 
Son olarakta yatmadan hemen önce gaz lambası eşliğinde ninemin ellerime yaktığı kına.. Bütün parmaklarımın ucuna, ve avucumun içine.. Sonra üzüm yaprağı (salamura) ile özenle sarar üzerinide bez parçaları ile bağlardı.. İşte elleri kullanamayacaksın ya sabaha kadar, artık her yerimin kaşınacağı tutardı:) o gece sabah olmak bilmezdi.. Sabah olduğunda ise biraz daha kalsın, en güzel benim kınam tutsun isterdim:))sabah diğer kızlarla kıyaslayacagiz en kırmızı kimin kınası tutmuş diye.. Ninem ellerimi çözerdi, ve yıkamak için köyün ortasındaki Pınar'a giderdim yıkamaya.. Suda daha güzel görünürdü o kınalı eller.. Ve en güzel benimki tutardı:)) yoksa banamı öyle gelirdi??

Radyoda  Mustafa Kandıralı'nın nefesinden yükselen oyun havaları.. Bayramlaşma, kucaklaşma.. Manevi anlamda güzel bayramlar.. 

Haberlerde izliyorum yıllardır aynı terane.. Barbarca o hayvanların kesilmesi. İlkel şartlarda hayvan taşımalar, kesmeler, trafikte kovalamalar, uzman kasapları beklemeden kendi bıçağıyla açık bulduğu bir arazide kesen, hatta tüpünü birlikte getirip keser kesmez orada pişirip orada yiyen, ne kadar ilkel görüntüler bunlar.. Bu mudur Bayram? Kanlı bayram.. sevmiyorum.. Yazık, kesileceğini bilen hisseden hayvanların kaçışları.. O ellerini  ayaklarını kesen, kıran kendini kasap sanan insanlarada oh olsun. Ben boğa güreşlerinide hiç sevmem.. Boğanın boynuzlarına takılan matadorlarada hiç acımam mesela.. 

Hayvana eziyet edeni sevmiyorum. Kurban bayramının manevi yönünü seviyorum, ama kurban kesilmesin istıyorum.. 

Bu gün köyden bir komşu kızı bir resim eklemiş. Baktım yeğeni ile birlikte poz verirken tam arkasında kalmış bizim ev.. Bende, şöyle bir kenara çekileydinde bizim evin tavanıda olsa göreydim, yazmıştım.. Kıyamam,evin önünden çeker gönderirim demiş ve göndermiş.. Bu resimleri görünce çocukluğumun bayramı benimde aklıma geldi işte.. O ellerime kınalar yakılan ev.. Fotoğrafa baktım uzun uzun.. Kapılar kapalı, perdeler çekili, pencerelerde ışık yok.. Evde kimse yok. Bir garip oldum... 

Isiklari sönmüs evin girisi, bugün:(

5 yorum:

  1. Bayramlarda en çok babaannemi özlüyorum ben de...ne de olsa tüm çocukluğum onun pamuk elleri arasında geçti...
    Her şeye rağmen, tüm hüzne rağmen, iyi bayramlar diliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tesekkür ederim:) sanirim en cok babanneler ve torunlar bayramin tadini cikaranlar..

      Sil
  2. Pencerelerde lşık olmasada ev hala çok güzel.. Hayatıma giren evleri bende unutamam. Zaman zaman özlem duyarım.

    Mutlu bayramlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ev bana göre bir saheser:)) bir Mimar Sinan eseri sanki:)) Her odasinda, her örtüsünde bir yasanmislik var, bir koku var.. Ama isiklari sönen evler hep bir mahsundur..

      Sil
  3. Bayramları sevmiyorum artık, çocukken çok severdim, çünkü gidelecek insanlar vardı, elleri öpülmesi gereken, mutlu edilecek. Şimdi hiç biri yok.Anneler, babalar kaldı bir tek, yaşlılar gitti. Onlarla bayramlar da gitti, bitti. Şimdi bayram insanlar için sadece tatil ve alışveriş. Eviniz tarih ve bayram kokuyor gerçekten Berfin; bende babannemin evini unutmuyorum. Aslında ne dökük bir evdi, ama bize saray gibi gelirdi. Bahsettiğin şeyler yüzünden bayramda televizyonu hiç açmıyorum. Hayvanlara yapılan eziyeti hiç anlamıyorum. Düzgün ve dinen uygun yapılıyorsa, içim bir nebze rahat . Ama koşan çırpınan hayvancıkları kesip, ibadet yapmaya çalışanlara, öteki dünya da sorulur bir bir diyorum...

    YanıtlaSil