Sayfalar

11 Mayıs 2014 Pazar

Bizim başımızada geldi..

Sıkıntılı bir hafta bir hafta idi. Aklımıza bile gelmeyen başımıza gelince afalladık, sinirlendik, üzüldük, gerildik, olamaz dedik, olmamalı dedik.. 

Deniz eve geldiğinde, "olamaz anne .. Anne neden? Neden benim başıma geldi" diye bir elini yumruk yapıp diğer elinin avucuna hızlı hızlı vuruyordu.. Ne oldu oğlum, sakin ol, anlat, herşeyin bir çözümü vardır diyorum ama, "yok anne, yok yok, yok" diyor başka bir şey demiyor.. O sinirli haliyle anlattı, ve bende anlamaya çalıştım.. 

Mart ayında girdikleri İngilizce sınavları kaybolmuş.. Allah Allah dedim içimden. Hemde burada, İsviçrede? Ama inanmaya devam ediyorum. Büyük ve son sınavdı, artık İngilizce dersimizde yok iki aydır, tekrar girmek istemiyorum, ayrıca başka önemli sınavlarım var, diye bir sürü nedenler saydı. Ertesi gün gazetede çıktı haber. Hakikaten ciddi bir olaymış.. "Bern'li öğrencilerin sınavları kayıp" diye bir başlık..  BZ gazete haberi

İngiltere Cambridge Enstitüsü'ne DHL ile gönderilen sınavların bazılarının ulaşmadığı, ve kaybolduğu yazıyor.. Bern ve çevre okullardan 111 kişinin sınav kağıtları kayıp.. Bunlardan 24 öğrenci Deniz'in Okulu'dan ve biri bizim Deniz.. Başka gazetede başka bir şey yazıyor. Kimi öğrenciler burnundan soluyor, kimi iyi oldu, zaten çok kötü geçmişti diyor.. Deniz burnundan soluyanlardan.  Kimi neden İngiltere'ye gönderildi, İsviçre'de yokmu yetkili bir enstitü diyor.. Kimi, sınavlar neden hafızalanmadı diyor.. Kafam allak bullak oldu..  Belli ki, Deniz'de  çaresiz ve yardım istiyor.. Bu duruma maruz kalan diğer veliler ne yaptılar veya ne yapacaklar bilmiyorum ama biz senin yanındayız dedik, bu senin suçun değil, hakkını arayacağız.. Bir hukukçuya danışacağız, bir sürü şeyler yapacağız.. Çünkü biz haklıyız. Ama, her zamanki sakin halimi koruyarak, "öfkeyle kalkan, zararla oturur" mantığını güderek, adım adım gidelim, dedim. Önce okul rektöründen randevu alalım, birinci ağızdan işin doğrusunu bir öğrenelim, bizde sıkıntılarımızı anlatalım, konuşalım. E-posta ile randevu istedik.. Hemen ertesi güne davet etti bizi.. Eşim haksızlık karşısında hiç bir şeyi gözü görmez, hakkını sonuna kadar savunan bir kişiliğe sahip olduğu için yolda giderken kendisini uyarıyorum. Biz haklı durumdayız, önce dinleyelim.. Tamam, diyor. Deniz'de yanımızda, 1 saati aşkın
bir süre toplantı yapıyoruz. Randevu talebimize hemen cevap verdiği için teşekkür ederek başlıyorum konuşmaya.. Malum konu için buradayız, Deniz olayı anlattı, daha sonra basından öğrendik, Deniz'in motivasyonu sıfır, burada sorumlu olan kim, okul mu, DHL mi yoksa Cambridge enstitüsü mü? Kim bu olayı üstlenecek? Ve en önemlisi Deniz'in  moralini kim düzeltecek.. Sınav tekrarını kesinlikle istemiyor, diyorum. 

Bizi can kulağı ile dinliyor, ve başlıyor durumu anlatmaya.. 

Sizi çok iyi anlıyorum, sorununuzu derinden hissediyorum diye söze başladı.. Bu sınav okul dışında yapılan "Business english" Cambridge sertifikasi ile tanındığı için sınav soruları o enstitü hazırlıyor ve sınav sonuçları orada (İngiltere) değerlendiriliyor. Biz sadece aracıyız, öğrencileri toplu bir şekilde bu sınav için kaydediyoruz.. Ücretli bir sınav. Ve bu sınavlar zaten bizim okulda yapılmıyor.. Biz her sınavı kayıt altına alıyoruz. Bu sınavı ve tarihi İngilteredeki o enstitü belirliyor. Bizim okuldan 24, diğer okullardan 87 öğrencinin sınav kağıtları DHL tarafından hiç ulaşmamış zaten Ingiltereye. Okulumuzun sorumluluğu olmadığı halde, öğrencilerin kaygıları benimde kaygılarım oldu, ve bi olaydan sonra İngilteredeki o enstitü ile görüşmelerim oldu.. Bu öğrencilerin sizden haklı talepleri olacaktır, buna hazırlıklı olun, ve bu öğrenciler için ücretsiz sınav tekrarını, ve nerede ise aynı soruların olmasını, ve çok bekletmeden sınav sonuçlarının açıklanmasını, hatta ilk sınavın ücretinin %20 sinin iadesini istedik, artı okulumuzda hocaların sırf bu sınava yönelik ek ders vererek öğrencileri motive ediyoruz dedi.. 
Bu olayı duyduğumuzda bizde çok üzüldük, sinirlendik dedi. Istisna bir durum, ama olay olmuş artık, en iyi nasıl çözebiliriz ona baktık dedi.. Zaman çok kısıtlı, çocuklarımızın geleceği için bu sertifikaya ihtiyacı var, bunuda en iyi bu şekilde çözebiliriz, dedi.. Ben ikna oldum. Okulun sorumluluğunda olan bir durum değil.. Benim için asıl önemli olan Deniz'in ikna olmasıydı.  Oda rahatladı.. Bu sınavı tekrarlamaktan başka seçeneği olmadığını gördü.. Ayrıca hocaları ek ders vererek bu sınava hazırlamalarıda moralini biraz düzeltti.. 

17 Mayıs tekrarı olacak.. Her şerde bir hayır vardır, diyerek belkide çok daha güzel bir sonuç alırız, diye umuyorum.. 

Böyle durumlar ilk anda sıkıcı olsada, konuşarak, anlayarak, anlaşarak aşılacak şeyler.. Hele çok daha geniş bakıldığında olaylar küçülür ya. Öyle yaparım hep. Nijerya'da kaçırılan 200 ün üstünde kız çocukları var, ve hala bulunamayan.. Ve daha niceleri.. Gündemi takip eden herkes biliyor, çocuklarla ilgili daha nice kötü olayları. Böyle geniş bakıncada nasıl küçülüyor olaylar değil mi? 

4 yorum:

  1. Öncelikle geçmiş olsun . AMa bir şekilde sizin ve oğlunuzun rahatlamış olmasına da sevindim.
    Bu olay Türkiye de olsaydı neler olurdu eminim pek çoğumuz tahmin edebiliyoruz.
    Burada herkes hata kendinde de olsa başkalarına özellikle çocuklara yükleme çabasında . Çocuklar burada bu şekilde yetişiyor. Umuyorum ki gün gelecek çok daha vicdan ve sorumluluk sahibi yöneticilerimiz olsun .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, Türkiye'deki eğitim sistemi başlı başına bir sorun zaten.. Hele o Sınavlarla çocukların başına gelenler.. Bİzim yaşadığımız biraz daha farklı ama, yinede alışık olmadığımız için afalladık:))

      Sil
  2. Canım çok geçmiş olsun ya, tekrar sınava girecek olmak sahiden çok sıkıntılı:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hakikaten çok sıkıntılı Özlem.. Ama bir nebze olsun rahatladığı için mutluyum.. Morali çok düşüktü Deniz'in.

      Sil