![]() |
Foto alinti |
Merhaba Sevgili Günlüğüm.“Nasılsın Fatma Nine?” deme. Çünkü benim durumlar hep aynı. Memleketin anayasası denişir, kurumların T.C ile başlayan levhaları denişir, bir zamanlar can ciğer guzu sarması olanların söylemleri denişir, benim durumum asla denişmez. Sanki yer çekimi kanunu.
Dün gece bir ürya gördüm; ne saçmalığı anlatılacak gibi, ne korkunçluğu. O kadar etkisinde kaldım ki, sabahtan beri tirildeyip duruyom. Şimdi ben üryam da hasdalanıyom. Ama öyle gelip geçici bi hasdalık değil. Yani öteki dünyaya gidip gidip geri geliyom. Öldüm, ölecem; o gadar hasdayım. Zaten hemen bilincimi gaybeletmişim. Derin uykuya dalmışım, dokdurla buna “ koma” diyorlarmış. Komada ne gadar galdım bilmiyom tabi. Bi uyandım, herkes başımda. Ama insanların hepsi denişik. Büyük torunla güçcük toruna benzeyen iki oğlan çocuğu var ama, bunlar büyük benim torunlardan. Oğlanlarım da bi denişik. Birinin saçları aycık ağarmış, öteki şişmanlamış. Allah Allah, n’oldu bunlara diyom.
Meğer sevgili günlüğüm, ben beş yıl komada galmışım. Çocuklar bu arada aycık büyümüşler, oğlanlarım da yaşlanmışla. Hepsi boynuma sarıldıla, komadan çıkdım deye, mayişlerine 35 zam gelmiş gibi sevindile. “ Çocuklar ablama telefon edin de, iyileştiğimi haber verin.” diyom. Olmazmış. Telefonlara kısıtlama gelmiş. Öyle ölüm, sel, deprem olmadıktan sonra kimse kimseye telefon edemezmiş. İyi o zaman dedim, torunların biri evine gider, ablama haber verir. O da olmazmış. Hava gararmışmış. Gece sokağa çıkmak yasakmış. Hele hele saçak altına falan basarsa insan, çarpılırmış Allah gorusun. Bak şu başımıza gelene.
Ufak toruna döndüm, gene internette oyun oynayıp oynamadığını sordum. Boynunu büktü. Meğer internet yasaklanmış. Demek ki internet kafeye gidiyo diye düşündüm. Dururlar mı, oraları da kapatmışla. Neden kapattılar diye sordum; iktidarın aleyhinde tivıt atmasınla diyeymiş.
Bi de hararetim var ki sevgili günlüğüm, sorma gitsin.” Bi meyve suyu verin de içim,” dedim. Artık meyve suyu satılmıyormuş. Fabrikalarda meyve suları bismillahsız gutulanıyomuş. Haram gıdaymış. Onun uçun meyve suyu üretmi yasaklanmış. Meyve suyunu kendimiz sıkacakmışız. Fatihayla sıkmak şartıyla tabi. Su bari içeyim diyecem, gorkumdan diyemiyom. Yaradana sığınıp, “Bi bardak su bari verin.” diyom. “Olur ama, önce abdest alman ilâzım.” diyorla. Allah’ın verdiği su, öyle ha deyince içilmezmiş.
Bi gız torunum vardı gelinlik yaşta; o hiç görünmüyo. Çağırın şı gızı diyom, olmaz diyorla. Bulunduğumuz odada amcaları var diye, namahrem diye gelemezmiş. Kız – erkek bir arada olur muymuş. Ayol siz ne zaman böyle örümcek kafalı oldunuz diyom, cevap vermiyorla. Bi de bana sus diye işaret ediyorla. Meğer her evde dinleme cihazı varmış sevgili günlüğüm. Eğer hükümet aleyhine gülden ağır iki lâf edersen, garagolda alıyormuşsun soluğu. Ay ben ne diye komadan çıktım, niye ölmedim diye başladım dövünmeye.
Televizyonu açdıla, “Uluşa Sesleniş” programında başbakan konuşuyo. Konuş bakalım konuş, konuş bakalım konuş. Bitip tükenecek gibi değil. “Gapatın şunu, başga yeri açın.” diyom. Acı acı gülüyorla. Yetmiş beş ganalın hepsi ortak yayın yapıyomuş. Ve bu program, izleyemeyenler için tekrar tekrar verilirmiş. “Ne bu rezalet!” diye söylenince; “Gızma bubanne.” diyo torun. “ Arada bir hava durumuyla, zikir programı da veriyorla.”
Karnım acıktı, bir şeyler yemek istiyom. Gelin; “ Sizin için dua salatası yaptık, Medine böreği yaptık, elhamdülillah yemeği yaptık.” diyo. Onlar da ne diyom; Kuranda adı geçmeyen yemek ismi mi olurmuş. Aksi takdirde, yerken Allah çarparmış. İşte tam burada cinler tepeme çıkdı sevgili günlüğüm. “ Ayakkabı kutusunda para saklamak, evinde birkaç tane para sayma makinesi bulundurmak, ihalelere fesat garıştırmak, yargıya müdahale etmek, birinci derece sit alanına villa yapmak, sahte delillerle milleti içeri tıkmak Kuran’da var mıymış ha, var mıymış ?” diye bağırırken bi uyandıysam sevgili günlüğüm, ıccacık yatağımdayım. Meğer ürya görmüşüm.
Üryamı gonşuya anlatı vedim. Sen ürya değil, memleketimizin birgaç yıl sonraki halini görmüşsün dedi. Hadi hoşcagal sevgili günlüüüğüm.
Bu yazı Hemşehirlim, Mudurnulu yani, çok sevip ve saydığım ablam, Kamuran Esen'in yazısıdır. Mudurnu Sivesi ile yazilmistir.
Aman böyle şeyleri rüyamızda bile görmeyelim :( Emeğinize sağlık.
YanıtlaSilBloğunuzu takibe aldım. Bana da beklerim. Sevgiler,
Teşekkür ederim, ama emek bana ait değil.. sizin blog kapınızı çaldım. Dizi halinde yazıyorsunuz. Zaman ayırıp okumam lazım..
SilÇok güzel yazmış, eline sağlık olsun. 75 kanalda da aynı yayın:)))))başkanlık yasası geçince sanırım gerçek olacak:(
YanıtlaSilGülüyoruz acınacak halimize.. evet gidişat o yönde. Ama ben seni merak etmiştim! iyiki yazdın..
SilGülesim, gülerken ölesim geldi.Rüya değil karabasan çökmüş Fatma nineye.Yolun sonu bu karabasana dönüşmez umarım :(
YanıtlaSilYazı çok güzel bir kara mizah. Kara günlerin bizi beklediği malum, bir mucize olmazsa. Bugün Kütahya'da bir belediyenin evlenen çiftlere verdiği kitabı görmüşsündür haberlerden. Korkuyorum ben artık. 😞
SilMerhabalar;
YanıtlaSilBloğunuzun "Blogger Gazetemiz"de tanıtılmasını isterseniz, alttaki linkten detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Sevgiler,
http://www.hikayekalplikadin.com/2016/12/blogger-gazetemizde-yerinizi-alin.html