Sayfalar

22 Ocak 2017 Pazar

Anılar.. Challenge #6

Challenge 6. gün sorusu.
Hatırladığın en eski eski anını anlatır mısın? 
Tabi ki.. Hemde bir Pazar öyküsü niyetine.. 

6-7 yaşlarımdayım.. O dönemler Anne-baba Almanya'da olduğu için, ben okul dönemi Hendek'te ananemlerde, tatil dönemi Mudurnuda, ninemde (babaanne) yanında kalıyorum.  Dayılar, teyzeler zaten anannede kalabalık bir şekilde yaşıyoruz.. Ama birde amca var.. Baba yarısıdır derler ama bu amca bazen Babadanda öte.. Bir "amcanın glu glusu" derki beni görünce, babamdan duymamışımdır böyle sevgi dolu bir söz.. Ben küçükken derdi bunu, koca eşek kadar oldum, hala her gördüğünde "amcanın glu glusu" der ve kollarını açar sıcacık sarılmak için..
İşte bu amcam, zaten bir tane amcam var gerçi, beni bir bayram öncesi köye almaya geldi, Gebze'ye götürmek için.. Çünkü onlar orada yaşıyorlar ailece. Kurban bayramı yada bir şeker bayramı arefesi. . Mudurnu'dan Gebze'ye bir yolculuk yapacağız.. İki güzergah var, ya Mudurnudan Bolu'ya oradanda Gebze'ye yada Mudurnu'dan Dokurcun ve Akyazı üzerinden Adapazarı'na, oradanda ya trenle yada otobüsle yine Gebze'ye.. İkinci güzegahın yolları o dönemler çok kötü olmasına rağmen biz yine oradan gitmeyi tercih ettik, çünkü arefe gün olduğundan otobüslerde yer yoksa trenle gidebilme şansımız olur diyerekten..
Amcamla bindik otobüse, o eski ve içinde o zamanlar sigara içilen, ve klimasıda olmayan, kokan otobüste, hınca hınç dolu, kimi ayakta, kimi kucakta, Teşkesti, Dokurcun, Akyazı'nın kıvrım kıvrım yollarında ilerliyoruz..
Otobüsün içinde amcam komşusu olan bir aileye rastladı. Onlarda çoluk cocuk yolculuk yapıyorlar.. Saatler sonra Adapazarı'na ulaştık.. Oradan Gebze'ye gidicez ama otobüslerde yer yok.. Amcam beni yazanede o komşusuna emanet edip, tren istasyonuna gitti.. Trende yer varsa trenle gideriz diye.. Ama heryer öyle kalabalık ki, otobüslerde herkes ayakta gidiyor.. Bir otobüs geldi, o komşu kadın o otobüse attı kendini ve cocuklarını, ben binemedim.. Kaldım dışarda.. Otobüs hareket etti ve gitti..
Ben bekliyorum, nasıl olsa amcam gelir diye yazanede beklemeye başladım.. Bekle..bekle..bekle.. Amcam gelmedi!!

Meğer amcam gelmiş, yazanede benim çocuklu bir aileyle otobüse binip gittiğim söylenmiş.. Amcamda benim o komşusuyla gittiğimi düşünerek, trene binip Gebze'ye gitmiş.. Ben bu arada yazaneyi karıştırmış, başka yazanede bekliyorum.. Hava karardı. Sokak lambaları sarı sarı yanmaya ve el ayak çekilmeye başladı.. Ben yazaneden dışarı çıktım, amcam beni görsün diye.. Saat oldu akşam 9-10.. Yazaneler kapandı.. Heryer kapandı.. Tek tük insanlar ve sokak köpekleri var.. Ben korkmaya başladım.. Ama gerçekten çok korkuyorum.. İçimi çeke çeke ağlamaya başladım.. Görünüşte eli yüzü düzgün görünen iki abi bana doğru geliyordu. Eğilip, neden ağladığımı sordular? Yine içimi çekerek, "ben kayboldum" dedim.. Annemi babami sordular.. Almanya'da dedim.. Nerde oturduğumu sordular, bilmiyorum dedim.. Nerde oturuyordumki ben? Hendek mi, Mudurnu mu, Gebze mi? Çok korkmuştum.. Amcam gelecekti, gelmedi diyebiliyorum sadece.. O abiler, bana korkma dediler. Bulucaz Amca'nı dediler. Elimden tutup beni belediyeye götürdüler.. Belediyeden anonslar veriliyor, adımı soyadımı, yaşımı ve giysilerimi tarif ederek. Ama hiç kimse küçük bir kız çocuğunu aramıyor.. Gece 12 gibi belediye reisi (öyle tabir edilirdi o zamanlar, belediye başkanı değilde reisi denirdi) beni alıp evine götürdü.. Güzel bir ev, bol çocuklu, sevimli bir karısı vardı.. Sanırım hemşireydi, çünkü iğne yapıyordu.. O ev çok hoşuma gitmişti.. Evin hanımı bana yemek hazırlamıştı hemen, ve bana "ye kuzum ye" dediğinde, ben kuzu değilim, kızım, dediğimde çok gülmüşledi bana.. Beni çok sevmişlerdi. Bende onları.. İçten içe, inşallah beni bulamazlar ve ben bu evin kızı olurum, diye düşünüyordum..

Onca anons yapıldı, ben Adapazarı'ndayım, Amcam Gebze'de beni kimse bulamazki diye sevinmeye bile başlamıştım.. Geç vakit oldu ve yatıldı artık.. Ben çocuklarla birlikte yattım.. Sabaha karşı uyandırıldım.. Evin hanımı dediki, "Müjdeee, amcan gelmiş seni almaya!" Bu benim hiç hoşuma gitmemişti.. Kalktım, giyindim ve biz o belediye reisinin arabası ile tekrar belediyeye gittik..

Amcam beni o komşusuyla gittiğimi düşünerek eve gittiğinde beni bulamıyor evde, yengeme soruyor, oda "yoooo, kimse gelmedi" diyor.. Sonra komşuda olacağımı düşünüp oraya gidiyor, o salak komşu sanki o zaman farkına varmış gibi, "Ah ben o kızı orda unuttum" diyerek dizlerine vuruyor güya. Ulan sana bir çocuk emanet edilmiş, nasıl unutursun? Neyse, amcam hiç beklemeden aynı gece Adapazarı'na geliyor.. Polise gidiyor.. Anonstan haberi olan polis belediyeyi arıyor.. Ve beni o gece, o sıcak yatağımdan kaldırıyorlar.. Dedim ya, bu benim hiç hoşuma gitmiyor.. çocukluk işte..  Neyse, geliyoruz belediyeye, ben belediye reisinin elini tutmuşum bırakmıyorum.. Bana, bu amcan mı diye soruyorlar? Hiç konuşmuyorum, sadece banane der gibi omuzlarımı kaldırıyorum.. O çocuk psikolojimle beni bırakıp gitti diye mi tepki gösteriyorum, yoksa o kaldığım evi çok sevdiğim için mi bilmiyorum, ama  orada, evet, bu benim amcam diyemedim.. Demedim.. Amcam ağlamaklı, amcanın glu glusu, evet, amcam desene, bak seni vermeyecekler yoksa bana, diyor. Ben hala dudaklarımı kıvırıp, omuzlarımı yukarı kaldırıyorum.. Ama, hayır bu benim amcam değilde demiyorum.. Amcam ağlamaya başlayınca dayanamadım, evet bu benim amcam dedim.. Ve beni teslim ettiler.. Ve biz bir Bayram sabahı ilk otobüsle Gebze'ye gittik.. Amcam o günden sonra Bayram arefesinde yolculuk etmemeye yemin etti.. Ve komşusuyla hala konuşmuyor.. Ve hala her ziyaretimde bu anımızı mutlaka anlatır, ve bende dinlemeyi hala çok severim...

Ps. Bu anımı yıllar önce yazmıştım, kopyaladım, ve biraz kırptım. O yüzden kolay oldu bugün. 

Sorularin tümü burada..

16 yorum:

  1. Ahahahaha:))))ay Allah'ım!!! Müthiş bir anıymış Berfin'ciğim, ne kadar korktuğunu tahmin edebiliyorum:( çok şükür karşına iyi iki insan evladı çıkmış ya sapık, tinerci filan çıksaydı:((komşunun yaptığı affedilir gibi değil ben de olsam ben de konuşmam...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yaşadıklarım 70li yıllarda oldu. O zamanlar tinerci ve sapıklık şimdiki gibi yaygın değildi. Şimdi olsa çok daha kötü sonuçlanabilirdi. Evet, o iki abiye ve belediye reisine ailesine hala teşekkür ederim..

      Sil
  2. Ayy canimm kıyamadım okurken küçük kıza.Ama hayatın karşısındaki dimdik duruşu o günlerden geliyormuş meğer ;)
    Seni bir dolu duygu yoğunluğuyla karşı karşıya bırakmış olsa da harika bir hikaye 💕
    Bu challenge dizisi bir tür mim gibi bişey mi?Çok hoş 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, Aytülcüm. Mim gibi bir şey. Her mime ve çellınce atlamam, ama bu pek hoşuma gitti. Ayrıntılar ve sorular yazının altındandaki linkte. İsteyen herkes yapabilir. Sanada pek yakışır, yapsana. Henüz geç kalmış sayılmazsın.

      Sil
  3. Okurken gerilmedim desem yalan olur valla.
    Resmen içim daraldı, komşuna sövdüm Berfin.....
    Ama sonu güzel olmuş, iyi birileri de var bu dünyada çok şükür...
    Sevgiler, iyi pazarlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerilim filmi gibi dimi:) dedim ya bu çok eski bir anı. O zamanlar insanlarda merhamet vardı, iyilik vardı.. şimdiki gibi sapık düşünceli insanlar yoktu. Eh birazda şansım yaver gitmiş😀

      Sil
  4. Allah korumuş. Her daim dikkatsiz bir komşu çıkma zorundaliği var sanki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya zaten o komşuya söyleyecek söz bulamıyorum. Patates çuvalı olsam unutmazdı ama:)

      Sil
  5. Okurken ağladım desem. Seni, o çocuk halinle nasıl korktuğunu düşündüm. Server, nasıl bir şey anlattığın. İnanılır gibi değil. Komuş kadının da ağzını burnunu kırasım geldi. Çok kötü bir insanmış. Amcan haklı o kadınla konuşmamakta.
    Ama Amcanı çok sevdim. Senin karşında ağlamasını. Görünce benim için de bir öp amcanı. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yufka yüreklim😀 ama haklısın. Şimdi gülümseyerek anlattığım bu anımı düşününce bende üzüldüm bana😀 o komşunun kötü biri olduğunu düşünmüyorum çünkü bilerek yapmadı gibime geliyor. Sadece biraz salakmış😀

      Sil
  6. Tam bir Türk filmi edasında okuyup hayal ettim yazdıklarını... Allah kimseye öyle komşu vermesin :/ Sorumsuz şey...

    Amcana bayıldım ama kıyamam... Nasıl da üzülmüştür... Adapazarına gelinceye kadar ölüp ölüp dirilmiştir herhalde...

    Güçlü olduğun o zamanlardan belliymiş bak, başka çocuk olsa değil geceyi beklemek komşu otobüse bindiğinde kopartırdı yaygarayı. Kıyamam nasıl da korkuyla beklemişsin...

    Öpüyorum seni kocaman ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hep söylüyorum, bu challenge güzel şeylere vesile oldu. Sanalda olsa, senin gibi eğlenceli bir kadını tanıdım.
      Valla güçlü müymüşüm yoksa edilgen mi, tartışılır. Yaygara koparsaydım belki sorun daha erken çözülürdü. Ama ben beklemişim. Amcamın geleceğine inanmış ve güvenmişim. Evet, tarif ettiğin gibi, tam bir Türk filmi edasında olmuş bu. İlk challenge sorusu vardı hani, orada kendimi anlatırken sabırlı olduğumu yazmişmiydım bilmiyorum ama, en büyük özelliğim sabırla beklememedir. Bugün en yakın arkadaşım beni şöyle tarif etmiş; "Sessiz , sakin, sabırlı, keyifli, dost… Bunlar bendeki sen" demiş.

      Sil
  7. Canımıniçi, bu hikayeyi biliyordum ama yine hem güldüm hem ağladım... Senin çoçuk hallerini yerim ben...
    Korkunu anlayabiliyorum... Ayyy allahım... Amcan haklı valla... coluk cocuk sahibi o salak kadınla konusmamakla... yirim seni...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canim, ay iyiki o zaman kaybolmamimisim, yoksa seni taniyamazdim.. Düsünsene..!?!?:((

      Sil