![]() |
Banu Alkan, Zürihteydi.. |
Iki üç yıl önceydi herhalde.. Zürih'te bir restorana davet edilmiştik.. Otantik, fasıllı masıllı bir restoran. Ama garson yok.. Fixmenü, Selfsservice. Tabağın bittikçe gidip alıyorsun. Baktım tam karşımda bir kadın, leopar föterli, sarı saçlı, pembe saten pantolonlu bir kadın tabağına soğuk mezeler alıyor. Kocamın kulağına, şu kadına bak ne kadar Banu Alkan'a benziyor dedim.. O zaten, dedi. Bizi davet edenlerin kadın olanı İsviçreli, ama eşi Türkiyeli. Aaa, Banu Alkan'da buradaymış dedim.. O kim dediler:)) hadi kadını anlayabilirim, isviçreli sonuçta. Adamda tanımıyormuş.. Haklısınız tanımanız gereken biri değil dedim.. Neyse biz yemeğe devam ettik, oralı olmadık falan. Zaten ben değil Banu Alkan, Tarık Akan'ı, Şener Şen'i, görsem yine aynı davranırdım. Nejat İşler'i görmüştük bi ara Gümüşlükte. Bazı ünlülere denk geliyorum bazı yerlerde. Ama gidip onlarla bi fotoğraf çekilmek bana basit bir tavır gibi geliyor. Ki kesin bıkmış ve usanmışlardır bundan. O yüzden uzaktan bakar, hiç oralı olmamaya çalışırım..
Neyse, restoran kalabalıklaştıkça onu tanıyanlar ellerinde telefon koşturuyorlar. Banu Alkan'da hiç rahatsız olmadığı gibi zevk alır gibi pozlar veriyor.. Yanında bir kadın var. Iki kadın gelmişler. Malum sigara içilmiyor, dişarı çıkılıyor sigara içmek için. Dışarı sigara içmeye gittiğimde yanındaki kadında çıktı. Sigara içiyoruz, salak salak durmaktansa konuşmak iyi olur dedim.. Banu Alkan arkadaşınız mı dedim. Evet, uzun yıllardır arkadaşız, her yıl ziyaret eder, ve bende kalır dedi. Herkes fotoğraf çekilmek istıyor, rahatsız olmuyor mu? Hayır, dedi. Bilakis, çok mutlu oluyor.. Hatta bir tek sizin masadan hiç ses çıkmadı buna üzüldü, dedi.. Aaa, öyle mi? dedim, o zaman birazdan giderim yanına:) içeri geldim, ben daha yanına gitmeden bizim masada bulunan rakıdan bir kadeh istedi.. Şişeyi kaptığım gibi gittim Afroditin yanına:)
Meger Banu Hanim benimle fotograf cekilmek istiyormus:)) |
Bilmiyorum eşimi aradı mı, aramadı mı? Aradiğını söyler zaman zaman:)
Ama ben onu hiç aramadım. Arasam ne konuşacaktım ki? Neyi paylaşmıştık hayatta? Bir yıl geçmişti aradan.. Kızkardeşim geldi. Einstein kaffede oturuyoruz, ve aynı adı taşıyan birayı içiyoruz. Bu hikayeyi antattım. Du bi telefon edeyim bakalım, doğru numara mı dedim. Güya eğlenicez, yada kızkardeşime kanıtlayacağım onunla tanıştığıma.. Ya o değilse diye bir korkum da var, sonuçta atıp tutmuşum kardeşime:) Telefon çaldı çaldı. Sonra şuh bir ses.. Alooo, dedi. Banu hanım merhaba, dedim. Merhaba dedi. Sizi isviçreden arıyorum, hani dedim Zürihte bir restoranda tanışmıştık, adım şu.. Ha, evet hatırladım, S.... nın eşisin dimi, dedi. Evet, dedim. Hani bi güzel Harmandalı oynamıştınız, nasıl unuturum sizi dedi. Bebeğim, istanbula gelince beni ara, mutlaka görüşmek isterim dedi. Tabi ben hiç aramadım. Zamanımda olmadı açıkçası.. Ama, böyle tv lerde falan görünce ona eskisi gibi ön yargılı değilim kendisine. Neyse o işte..
Bu akşam onu görünce bu anımı da yazmak istedim anılarıma..
![]() |
O bizim Banu'muz Alkani'miz... |