Sayfalar

18 Ekim 2016 Salı

Balık Baştan Kokar..

Sadece Pencereden disariya baktim...
Bazı atasözlerini çok severim ben. Bir cümleye dünyalar sığar. Örneğin; "İmam osurursa, cemaat sıçar" atasözü. 

Bugün bir çok yerde Kürk Mantolu Madonna ile ilgili haberleri gördüm. Hem acı, hem komik, hem düşündürücü, hem her birşey işte. Ne gülebildim, ne ağlayabildim. Bakakaldım. Şaşırmış gibiydim ama şaşırmadım. Bu bir ilk değil çünkü. O kadar alıştım ki ben ülke saçmalıklarına, bu sanki ilkmiş gibi tepki gösterenlere şaşırdım. Ha, tamam tepki göstermek gerekiyor belkide. Belki bu başka cahilliklerin önüne geçilmesi adına. Ama bugüne kadar ne cahilce açıklamalar yapıldı bu ülkeyi yönetenlerin ağızlarından. Gazetecilerinden, sanatçılarından, hukukçularından, siyasetçilerinden, ilahiyatçılarından, valilerinden, televizyonda kendini bir şey sananlardan.. 

Bugünkü bu Kürk Mantolu Madonna olayı, günümüz Türkiye'sinin bire bir benzeri. Değerler birer birer yok edildi, hala edilmeye devam ediyor.  Hele hele sanata ve edebiyata hiç tahammülleri yok. Heykeltıraşların eserlerine ucube dendi, yıkıldı.. Bazı Şehir tiyatroları kapatıldı. Biri çıktı, Shakespeare'in gerçek adı "Şeyh Pir"dir dedi. Sonra, roman, şiir ve film sigara bağımlılığı yapar diye küçümseyen yine bu ülkenin koskoca CB si idi. Ve buna benzer bir sürü şey. Bilinçli ve istikrarlı şekilde yaptılar bunları. Tv ler zaten allahlık. Yahu bir dizi 3 saat sürer mi? Bir kaç yıl önce yanlış hatırlamıyorsam dizi Oyuncuları bu uzun çalışmalar hakkında isyan edip şikayetçi olmuşlardı, ve günümüz hükümeti buna bir el atacaktı sanki diye hatırlıyorum. Evet, el atmış, dizi saatleri dahada uzatılmış. Akşam haberlerinden sonra bir başlıyor, gece yarısına kadar. Kaliteden eser yok. Gündüz evde olmadığım için izleyemiyorum, (iyiki mi desem) ama dahada korkunç şeyler oluyormuş demek ki! Amaç insanları tv lerde basit yayınlarla uyutmak. Dini programlar, basit dedikodu programları, 3 saatlik diziler, yarışma programları.. Cahillik diz boyu. En üstten en alta kadar. Herkes her şeyi biliyor. Muş gibi yapıyor ama. 

Bugün bir çok yerde o videoyu izledim. Hakkaten trajikomik. O programdaki bu talihsiz konuşmaları yapan kadını tanımıyorum, hiç izlendim daha önce. Bu gün bir kaç kez izledim o videoyu. Vücut diline bakıyorum, Sözlerini dinliyorum bir uyumsuzluk var. O kitabi okuduğunu söylüyor ve diyor ki;  "böyle sana anlatabileceğim, altını çizebileceğim" bir şey yok gibi bir şeyler geveliyor. O kitabi okuyan o kitabın konusunu unutmaz. Çünkü insanın içine işleyen bir romandır o. 1943 de Madaonna var mıydı? Diye soruyor birde. Sonra kıvırıyor, günümüz Madonnasına uyarlancaktır, falan diyor. 

Sadece acı acı gülebildim. Hiç bir yerde bununla ilgili yazmadım. Bir sürü yazanlar oldu zaten. 

Ben yine atasözlerine sığındım. "Balık baştan kokar" dedim, "imam osurursa, cemaat sıçar" dedim. Başımı sağa sola salladım falan. 

Insan her şeyi bilemez. Bilmiyorum, okumadım, görmedim, gitmedim, yapmadım, diyebilmek neden bu kadar zor ki! Bizim toplumda herkes her şeyi bilir, ne hikmetse? Biliyormuş gibi yapmak kadar ayıp bir şey yok bence. O yanlış bilgisini bilmeyene aktararak bilgi kirliliği yaratacak. Bilmiyorsan konuşmayacaksın!!! Öğreneceksin. Ve doğru kaynaklardan. Nokta!!!!

Bak sevgili okuyucu ne anlatacağım? Ben severim kendimle alay etmeyi. 

Bilmiyorum kaç yıl oldu? En az bir 8-9 yıl olmuştur bu olayı yaşayalı. Sinoplu bir arkadaşım memleketine gitmişti. Sinop cezaevini geziyormuş. O zamanlar whatsapp yok, SMS le yazışıyoruz. Nasılsın, diye yazmıştım. O da bana, iyiyim, Sinop cezaevini geziyorum "Sabahattin Ali'nin sana selamı var" diye cevap vermişti. Ben, kim olaki bu Sebahattin Ali? dedim kendi kendime. Evli kadınım, tanımadığım bir adam bana niye selam gönderiyor, diye düşündüm o ara. Ama arkadaşımada soramıyorum kim bu Sabahattin, bana niye selam gönderiyor diye:)? Neden sonra eşime döndüm dedim ki; Sabahattin Ali yi tanıyor musun? Şahsen tanımıyorum, ama kim olduğunu biliyorum dedi. Ve anlattı bana. Ben tabi yerlerin dibine mi girsem, buharlaşsam mı o arada her şeye razıydım. Çok utanmıştım. Sonra bunu arkadaşıma anlattım bi ara görüştüğümüzde, gülmekten yarıldı. Ve bana "Kürk Mantolu Madonna" yı hediye etti. Kısmen ince bir kitap, ama içeriği baya kalın. Ve ben her satırını okurken utandım kendimden. Yani bende bilmiyor ve tanımıyordum bundan 8-9 yıl önce Sabahattin Ali'yi. Ama öğrendim. Tanıdım. Ve çok sevdim. 

Bu gün bu muhabbet dönünce sosyal alemlerde, bu anımı hatırladım. Bende bu kıt aklımla gayet güzel tv programı yapabilirim ülkede dedim:) Öyle basit ve sıradanki her şey. Ne kızabiliyorum, ne gülebiliyorum nede üzülebiliyorum!! 

Daha dün yada önceki gün, BB açıklama yapıyor yayvan yayvan, başkanlık sistemi savunma adına.. "Bir arabaya iki Şoför olmaz" algıya bak. Yani bir araba var Türkiye'de. E hani hukuk bağımsızdı. Etti iki araba. Ee yasama yürütme vardı hani. Etti üç araba. E üç arabayı bir Şoför nasıl kullanacak? 
Ya bırak ben neye tepki vereceğimi bilemez oldum. 



6 yorum:

  1. Kalemine sağlık Berfin'ciğim zaten başımıza ne geliyorsa cahillerin yönetici konumuna yükselmesinden geliyor. Hani bir ara yazmıştım hatırlarsın belki ABD, Rusya hatta Suriye'nin devlet başkanlarının ve eşlerinin eğitim durumlarını. Çağdaş ülkelerde bir değil birkaç üniversite bitirmiş, birkaç yabancı dil bilen, hukuk, siyaset eğitimi almış, doktoralar yapmış, kitaplar yazmış insanları ancak başa getiriyorlar. Esat İngiltere'de tıp okumuş, göz doktoru, eşi desen yine orada bilgisayar ve bir başka bölüm daha okumuş. Şakır şakır yabancı dil konuşuyorlar. Putin desen hukuk mezunu, piyano çalıyor, eski ABD dışişleri bakanı Condolezza'nın eğitimi desen yarım sayfa tutar! Kadın resital verecek düzeyde piyano çalıyor. Atatürk'ün eşi bile ta 1920'li yıllarda Oxford okumuş, Londra'da dil öğrenmiş, üç yabancı dil bilen bir kadındı. Ya şimdi? Adam daha diplomasını gösteremiyor! 15 temmuzdan önce çok sıkıştırdılar bunu diploma diye, sonra unutuldu! Karısı ilkokul mezunu mu ne! Her yere kendileri gibi niteliksiz, doğru dürüst bir eğitim görmemiş, zır cahilleri yerleştirdiler. E bir ülkeyi cahiller yönetirse ayaklar baş olursa o ülkenin başı bo....tan çıkmaz. Çok öfkeleniyorum. Elitlere düşmanlar, aydınlara düşmanlar, sanata düşmanlar, bilime düşmanlar. TÜBİTAK gibi bir kuruma hayvanat bahçesi müdürünü atadılar. Çünkü biliyorlar ki, ne kadar cahil olursa o kadar çok bunlara oy atılıyor! Cahil cahili besliyor.

    Bilmemek değil öğrenmemek ayıptır hiç takma, bilgi bir okyanus her yazarı, her şairi, her sinema oyuncusunu tanıyamayız mümkün değil ama en azından sonradan açıp okuyup öğreniyoruz. Mesela ben de Halil Cibran kim bilmiyordum çok ünlüymüş. Blog arkadaşlarımda görüyorum sonra google'a tıklayıp öğreniyorum.

    Çenem düştü kusura bakma:(
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Unutmuşum Atatürk'ün eşi de çok iyi piyano çalıyordu....

      Sil
    2. Evet birde diploma meselesi vardı değil mi? Bir çıkarıp gösteremedilerdi. Tabi olmayan bir şeyi gösteremezsin. Oldurmaya çalışırlardı ama o saaten sonra kim inanırdı onlara? 15 Temmuz her anlamda fırsat olarak geri döndü. Boş bir çuvalın dik durması zor olur" demiş B. Franklin.. Durmuyor işte. Hep bi taraftan düşüyor. Daha neler göreceğiz bakalım.

      O değilde Lokum'a üzüldüm. Yorumda yazamadım. Acını tazelemek istemedim. Buradan yazayım da belki dönüp okumazsın. Bilirim ben o acıyı. Aklına kötü kötü şeyler gelir, için yanar. Benim Boncuk gittikten tam 4 hafta sonra tekrar gelmişti. Belki Lokum da çıkar gelir.

      Haa, ama senin çenen güzel düşüyor ki:) sana ve Bücürüğe selam😀

      Sil
    3. Ha bu arada Halil Cibran'ı bende şimdi senden öğrendim😊 işte insan birbirine dokundukça öğreniyor..

      Sil
  2. Berfin kutluyorum seni.Çoğu zaman içimden geçenleri harika bir anlatımla dökmüşsün yazıya.Atamızın "Türk milleti çalışkandır, zekidir..."sözleriyle betimlediği halkımız, bilinçli olarak bilinçsiz, balık bakışı gibi yaşamlara dönüştürüldü.İçi boş, altı doldurulmamış kör inançlarla beslenip sadece öfke ve benzeri kötü duygularla sarmalanmış yığınlar çoğaldı.
    Aynen dediğin gibi artık neye tepki versek bilemez olduk.
    Bu arada uğrarsan bir mim davetin var ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle mi? Ne mimi? Hiç anlamam biliyor musun? Du bir bakayım, neyin nesiymiş😀

      Sil