Sayfalar

29 Ekim 2017 Pazar

Kışa Merhaba Dedik..


Herkesler günlük yazıyor. Güzelde oluyor aslında. Ben aylar sonra haftalık yazarsam ne ala. Böyle yazıncada sanki milyonlar yazılarımı bekliyor. Sanırsın Nobel ödüllü yazarım..  Ya öyle demeyin, bende kendi çapımda bir şeyler yazıyordum kendimce. Sonra bir şeyler oldu yazmadım, yazamadım. Isınma çalışmalarım sürüyor. Bu yazı dahil.

Kış mevsiminin kapısını çalıyoruz biz bu gece. Saatlerimizi kış saatine ayarlayarak 1 saat öne alıyoruz. Artık Türkiye ile aramızda 2 saat fark olacak.  Türkiyede gelecek sene yeniden yaz ve kış saati uygulamasına geçecekmiş herhalde. Emin değilim. Ama doğruda olabilir. Sürekli bir şeyleri değiştirmekle geçen bir Türkiye var son 15 yıldır. Bir türlü tutturamıyorlar. İşin kolayını bulmuşlar ama, bir şey olmayınca ya kandırıldık diyorlar, ya aldatıldık. Hatta ileriye gidip özeleştiri bile yapıyorlar, son günlerde. "İhanet ettik" diyorlar mesela. Ama anlayan var mı? Sanmıyorum.  15 yıldır başardıkları tek şey insanları bölmek, uyuşturmak, ve aklı ile oynamak..

Bugün aslında bayram günüm olmalı. Çünkü Götçeğin vedası vardı. Ama ağızda uzun süre çiğnenen sakız gibi çürüdü o mesele. Bugün hiç haber izlemedim. Görmedim bile ne dedi, gitti mi gitmedi mi? Emir büyük yerden olduğuna göre gitmiş olmalı. Ama dediğim gibi o bile heyecanlandırmadı beni. Giderken biraz kırıp dökeydi kendine yakışanı yapardı. Belkide yapmıştır, bilemiyorum.

Harika bir sonbahar yaşıyoruz bu sene. Yoksa her seferinde daha farklı mı görüyorum bilemem. Geceler soğuk, gündüzler ılık ve berrak bir gökyüzü. Yürüyüşlerim devam ediyor her gün. Telefonumda adımlarımı ölçen app var. Her gün bir gün öncesinin rekorunu kırmak hedefim. Sürekli 7 binlerde olan ben, en son 10 bin adımdan sonda 11 bin küsür adımı gördüğümde evde deli gibi tepindiğim oldu "kendimle gurur duyuyorum' diyerek. Beni gören ev ahalisi deliliğime verir gibi baktı. Umrumdamıydı? Yoooo!!

Her gün ormanda başka bir şey keşfediyorum. Meğer orman içinde iki kilometrelik bir alanda spor parkuru varmış. Yani belli aralıklarla bacak, kol, ve karın ve bilumum kasları geliştirecek aletler koymuşlar. Bunlar ahşap ve demirden oluşan ve zamanla eskiyen ve deforme olan şeyler değil. Hatalı bir şey yapamazsın. Zaten levhalarla nasıl ve ne kadar yapacağını belirtmişler.  Türkiye'de İzmir ve İstanbul'da parklarda görmüştüm bazı aletler. Küflü, garç gurç aletlerin üzerinde hareket yapmaya çalışan teyzeleri. Sanki fitnes salonu gibi. Ama öyle aletlerin bakımı olmalı sürekli. Spor yapıyorum diye belini, kolunu, bacağını bile sakatlayabilirsin o aletlerde.
İşte bu yürüyüş yaptığım ormanda bu spor parkurunu gördüğümde ilk aklıma gelen bu oldu. Adamlar öyle bir şey yapmış ki, hatalı bir şey yapamazsın. Ve bir sonraki alete yürümek zorundasın. Harika bir şey bu. Yani doğa içinde bedava fitnes gibi. Bunu her hava şartlarında yapmayı planlıyorum ve bu dediğime kendimde inanmak istiyorum:)
Şimdilik iyi gidiyor. Havalar buz kestiğinde tekrar konuşuruz bu konuyu;)

Bu hafta Bern şehir merkezine gittim. Özlemişim çarşısını. İnsan yaşadığı şehri özler mi? Ben özlüyorum. Aşığım bu şehre. Sen misin fotoğraf makinanı unutan deyip bana nispet eder gibi her gün başka fotojenliğini gösteriyor. 
Aralık ayında kartpostal yapacağım fotoları tab ettirdim fotoğrafçıda. Teknoloji çok gelişmiş. Fotoların olduğu bellek, veya telefonu bağlıyorsun alete, o bütün fotoları tanıyor, ig fotolarını bile. Sonra tek tek seçiyorsun fotoları, foto formatınıda. Anında alta düşüyor fotoğraflar. Çözünürlük gayet güzel. Telefon fotolarının bile. Ama ig fotoların formatları küçülüyor. Gayet memnunum fotoğraflardan. Sadece formatları büyük seçmişim, fotoğrafları yapıştıracağım uygun kart formatı yok. Ne bok yiyecem bilmiyorum. Ya fotoları kırpacağım, yada fotoları sadece zarfa birlikte satışa sunacağım.  Başka fikirlerim olmazsa böyle olacak. 

Yine bere örmelere başladım. Akşamları bere ve şal örüyorum. Birde geçenlerde başka bir şey ararken, bir dantel örgümü yarım bıraktığımı gördüm. Ören Bayan dantel yumağı içinde yarım kalmış dantel. Tığ da yumağa saplı. Eski bi arkadaşa rastlamış gibi oldum. Biraz dantel, biraz örgü ördüm. Önce dantel ipliği çok ince geldi, sonra alıştım. Çocukken köyde öğrendiğimiz bu şeyler o zamanlar şehirli çocuklar tarafından alay konusu olup bu günün tabiriyle "kezbanca" gelsede şimdilerde hoşuma gidiyor. İyiki öğrenmişim. Terapi gibi. İlmek ilmek örerken düşünmek, düşünürken üretmek. Ortaya bir şeyin çıkması çok güzel bir duygu. 





10 yorum:

  1. :)))Götçek de kim demişim yeminle:)))alayı gitmeyince sevinemedim bile. Bereler çok güzel, ne kadar özenirim böyle el becerisi olanlara ama Allah vermemiş. Hepsi güzel ama ençok yeşili beğendim, güle güle giy canım. Buralar da soğudu artık kazaklarla dolaşıyorum, akşam kombi yakıyorum.
    Sevgilerimle.....:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkesin farkı farklı kabiliyetleri var. Sende senaryolar yazıyorsun, ve bilmediğim ne becerilerin vardır kimbilir?
      Sevgiler.. 🍁💜

      Sil
  2. Yüzün ne güzel ışıl ışıl :) Bir parlaklık, bir aydınlık var halinde. Aman nazar değmesin. Maşallah diyeyim hemencecik. Yahu peki bana ne oldu da kıçımı bir türlü oturduğum koltuktan kaldırmaz oldum. Yürüyüş bunca güzel gelirken bana tembel bir şey oldum. Sanırım sitenin içinde aynı yolları tepmekten bıktım. Dağa, bayıra çıkmak istiyorum ama bir türlü bu dediğim şeyi başaramıyorum. Haliyle yürümeyince enerjim evdekilere falan fazla geliyor. Ani patlamalar yaşanıyor evde. Düşün adam kaçıp Çin'e gitti bir haftalığına :)
    Ben okuyorum seni. Hem de keyifle. Yazının ne kadar geliştiğinin farkında mısın bilmem? Farkında mısın?
    Ben farkındayım. Çok akıcı ve keyifli. Şu senin orman hayallerimi süslüyor benim. Fotoğraf makineni bıraktığın yerden alıp sana elden veresim var :) Ama hayat işte. İstanbul yorgunu yaptı bizi. Televizyona falan bakmıyorum. Ne Halleri varsa görsünler.
    Çayımı içip oturuyorum aşağı. Doları seyrediyorum. Daha nerelere kadar gider, paramız daha ne kadar değer kaybeder diye...
    öpüyorum seni çok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlahi Özlem, senin uzun ve eğlenceli yorumlarına bayılıyorum bende. Şimdi ne desem bilemedim. Bu yürüyüş hakkında. Bende öyleydim önceleri, aman nolcak yürüycemde falan diyordum, motive olamıyordum. Sanırım ormanın güzelliği ve sonbahar çekiyor beni. Ve gittikçe, yürüdükçe kendimi daha iyi hissetmeye başladım. Sonucu görünce motive oluyorum. Bak şimdi birde sen "yüzüne bir parlaklık gelmiş" dedin ya, bunlar hep beni pohpohlayan şeyler.
      Valla fotoğraf makinamı kapıp gelmen ne hora geçerdi..
      iyi pazarlar Özlemcim.. 😘

      Sil
  3. Adım sayını çok kıskandım doğrusu. Ben günlük hayatta ortalama 3000 adım, yürüyüşlerde de taş çatlasın 6500 adım. 10000 i görürsem ben de zıplarım valla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bıgünkü adım sayım 12863. 1 saat 50 dakikada. Yarin hedef 13 bin.. Sanırım iki saat tempolu yürüyeceğim bunun için.

      Sil
  4. Yaşasın bereler! :) Ben de benimkini dolaptan çıkardım, kafam dondu bugün, bere zamanı gelmiş.

    10 bin-11 bin adım süper! 13 bini heyecanla bekliyorum <3

    YanıtlaSil
  5. Kiş kapıya henüz dayanmasada, hissettiriyor kendini..
    Saatler kış saatine girince hava erken kararıyor. Bugünde geç çıktım işten ve yürüyemedim:( ama er geç intikamını alacağım bu günün..

    YanıtlaSil
  6. "Doğa içinde bedava fitness" İstanbul'da yaşayanlar açısından çok ufak bir kesimin faydalandığı bir etkinlik oldu artık. Keyfini çıkarın!
    Bereler de çok güzel ama o yarım kalmış dantel pek zarif görünüyor buradan:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla öyle yapıyorum. Bi motive oldumki yürümeye. Orman içindeki spor parkurunu yenice keşfettim.
      Evet, dantel çok sade ve zarif. Arkadaşımın annesine Noel hediyesi olarak vermeyi düşünüyorum. Yıldızlı falan. Yakışır yani😀 Teşekkürler yorumunuz için. 💜

      Sil