Aslında çok istiyordum onun bayramda yanımda olmasını... Oda öyle.. Bir ara belki gelirim diye bir şeyler söylemişti galiba.. Yada benmi öyle anlamak istedim? Bilemiyorum.. Umutlanır gibi oldum ama sonra umutlarım söndü,
Onunda öyle.. Neysssse, dedik.. Yine erteledik..
Hayat sürprizlerle dolu derler ya, valla öyle.. Bugün gelen haberle, gözlerim fal taşı gibi açıldı.. "veeeee beklenen an" diye başlayan bir mail.. Ve mutluluktan şoka girmiş, bir türlü çıkamamış, ne yazdığını ne kendi anlamış, ne okuyan olarak ben anlamıştım!! Tek anladığımız şey onun geliyor olmasıydı..
Zaten geç karşılaştırmıştı hayat bizi... Yıllarca aynı şehirlerde yaşamış ve neredeyse omuzlarımızla çarpışacak kadar aynı sokaklarda yürümüşüz.. Hatta adını duyardım.. Ortak arkadaşlar siz mutlaka tanışmalısınız derlerdi.. Artık neye göre değerlendiriyorlardı bilemiyorum ama bizi çok yakıştırıyorlardı.. Ama o fırsat hiç olmadı.. Biz o dönem hiç karşılaşamadık.. İkimizde o şehirden ayrıldık, farklı şehirlere bile değil, farklı ülkelere yerleştik.. Yıllar sonra bizi tesadüfler bir şekilde yeniden karşılaştırdı.. Ortak arkadaşların beceremediği konuya hayat el attı sanki.. "Eeee, yetti be, tanışacaksanız tanışın artık" dedi sanki bize.. Tanıştık.. Tek kişilik oynanan bir Genco Erkal tiyatrosunda..
Ben tiyatroyumu izledim, tiyatro benimi bilemem.. Ben o akşam Genco Erkal'dan çok ona odaklıydım.. Kulağım Genco Erkalda, gözlerim onda yan yan onu süzüyorum.. Tiyatro bitti.. "Tanıştığıma memnun oldum" deyip ayrıldık.. Ama Telefon numaralarımızı aldık.. Aldık ama, telefonlaşmıyoruz.. Sadece, iyi bayramlar yada işte özel günlerde kısa ve öz mesajlar.. Yıllar sonra sanıyorum 2005.. Abimle köye gitmiştik.. Dönüşte istanbuldan dönecek.. Ve o demişki, kardeşinide getir mutlaka. Gittim tabiki.. İyiki gitmişim.. O gün bugündür yediğimiz içtigimiz ayrı geçsede, aklımız fikrimiz birdir..
Evet farkli ülkelerdeyiz.. Yılda 1 kez, bilemedin iki kez görüşebiliyoruz.. Ama hergün birbirimizden haberdarız..
Biz birbirimizin, arkadaşı, dostu, kardeşi, psikoloğu, sırdaşı, eli, kolu, gözü, kulağı, havası, güneşi, çiçeği, türküsü olduk.. En önemlisi birbirimizi sadece kulağımızla değil, yüreğimizle dinliyoruz.. Anlıyoruz, anlaşılıyoruz.. Bazen ablalığım tutuyor, çemkirdigim oluyor. Başını öne eğer ve dinler o zaman:))
Gecikmiş günleri telafi etmeliydik artık.. Yazışmak yetmiyor, daha sık görüşmek istiyor bu can..
Bunuda herkes anlamış olmalıki, bizi mutlu etmek isteyen ya bir Zürich bileti hediye ediyor, yada İstanbul bileti:)
Evet bayram şekerim geliyor.. Ayçam geliyor.. 3 güncük sadece:( yetermi? Yetmez tabiki!! Ama bunada şükür deyip, azı bulamayan, çoğu hiç bulamaz deyip, bu işi organize edene çok teşekkür edip, bayramı bayram gibi yaşamanın tadına bakalım degilmi?
Twitterde biri, "herkesin hayatında bir Ayça olmalı" diye yazmıştı.. Kime yazdı bilinmez ama, bu Ayçalar hepmi güzel insanlardı?
Bende twitterde hiç tanımadığım bu insana "bencede" demiştim..
Evet, herkesin hayatında bir Ayça olmalı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder