Bir varmış bir yokmuş.. Ülkenin birinde bir padişah yasarmış.. Bu padişahın dediği dedik, öttürdüğü düdükmüş.. Her şeyi ben yaparım, gündemi ben belirlerim, kararı ben veririm, uygularım diye meydanlarda bas bas bağırırmış.. Ona buna meydan okur, kafa tutarmış.. Dini kullanarak milletine herşeyi yasaklarmış... Bak beni seversen sana makarna veririm, kömür veririm diye kandırıyormuş halkını.. Ülkenin yarısı onu çok seviyormuş güya.. Kendisi gibi düşünmeyenleri hiç sevmezmiş.. Gıklarını kesermiş hemen.. Beğenmeyen bu ülkeyi terketsin diye restler çekermiş.
Sanat adına yapılan heykelleri, "ucube bu, derhal yıkıla" diye emirler yağdırırmış.. Tiyatroları kapattırmaya kalkmış.. Kadınlara önce 3 tane sonra yetmez 5 tane doğurun demeye başlamış.. Kürtaji yasaklamaya kalkmış.. Kadınlar direnince vaz geçer gibi olmuş.. Sonra 5 yaşındaki bebeler okula başlayacak demiş.. Eğitimde sürekli değişiklikler yapıyormuş..
Hostesler kısa veya dar etek giymeyecek, kırmızı ruj sürmeyecek gibi gibi emirleri olmuş.. Alkolü yasaklamış, pardon yeni düzenleme getirmiş.. Gece 22 ile 06 arası alkol satışını yasaklamış.. Halkınada diyormuşki; "öte dünyada rabbim bana, eyy TC padişahı tayyeb, halkın için ne yaptın diye sorarsa, ne cevap veririm? Halkı haaa, doğru ya, diyerek herşeyi sineye çekiyormuş.. Velhasıl el atmadığı yer, burnunu sokmadığı delik kalmamış..
Tepkisiz, miskin, uyuşuk bir halkı görünce bu padişah iyice coşmuş..
Gel zaman git zaman, bir gün ne yapayım nasıl gündem yaratayım derken aklına sinsice bir fikir gelmiş.. İstanbul gezi Parkındaki ağaçları keser, pardon söker oraya çok eskiden olduğu gibi bir topçu kışlası yaparım, bir sürüde alışveriş merkezleri kurar kese kese altınlarım olur diyerek avuçlarını ovuşturmuş.. Hemen emri vermiş, ağaçlar kesüle!!!" Zaptiyelerinide dikmiş başına, halktan ayaklanmalar olursa basın gazı diye emirler vermiş.. Ama halkın burnuna kadar gelmiş artık.. Ağaçlara kıymayın efendiler diye dökülmüşler sokaklara.. O miskin halk uyanmış artık.. Duyan gelmiş, duyan gelmiş.. On'lar yüz'ler bin'ler yürümüş.. sonra milyon olmuşlar.. İstanbul dışına taşmış, Ankara, İzmir, Adana, Eskişehir derken Türkiye'yi aşmış.. Herkes bulunduğu şehirde heryer "heryer taksim, her yer direniş" diyerek tek yürek olmuş..
Daha önce hiç böyle bir şey görmeyen padişahın ödü b*kuna karışsada, padişahlığına b*k düşürmek istemiyormuş.. Artık talimat değil, ricada bulunmaya başlamış ama, o kışla oraya kurulacak!! demeye devam etmiş.. Halk ayaklanmış bi kere, dururmu geri? Padişahı devirmişler.. Halk artık kendi kendini yönetmeye başlamış.. Ağaçlar dikmişler her bir yana. Yemyeşil olmuş dört bir yan.. Hala dimdik ayakta olan ağaçlar, bir padişahı devirmenin mutluluğu ile taaa göklere ulaşmış, oksijen vermeye devam etmişler... Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine...
Hostesler kısa veya dar etek giymeyecek, kırmızı ruj sürmeyecek gibi gibi emirleri olmuş.. Alkolü yasaklamış, pardon yeni düzenleme getirmiş.. Gece 22 ile 06 arası alkol satışını yasaklamış.. Halkınada diyormuşki; "öte dünyada rabbim bana, eyy TC padişahı tayyeb, halkın için ne yaptın diye sorarsa, ne cevap veririm? Halkı haaa, doğru ya, diyerek herşeyi sineye çekiyormuş.. Velhasıl el atmadığı yer, burnunu sokmadığı delik kalmamış..
Tepkisiz, miskin, uyuşuk bir halkı görünce bu padişah iyice coşmuş..
Gel zaman git zaman, bir gün ne yapayım nasıl gündem yaratayım derken aklına sinsice bir fikir gelmiş.. İstanbul gezi Parkındaki ağaçları keser, pardon söker oraya çok eskiden olduğu gibi bir topçu kışlası yaparım, bir sürüde alışveriş merkezleri kurar kese kese altınlarım olur diyerek avuçlarını ovuşturmuş.. Hemen emri vermiş, ağaçlar kesüle!!!" Zaptiyelerinide dikmiş başına, halktan ayaklanmalar olursa basın gazı diye emirler vermiş.. Ama halkın burnuna kadar gelmiş artık.. Ağaçlara kıymayın efendiler diye dökülmüşler sokaklara.. O miskin halk uyanmış artık.. Duyan gelmiş, duyan gelmiş.. On'lar yüz'ler bin'ler yürümüş.. sonra milyon olmuşlar.. İstanbul dışına taşmış, Ankara, İzmir, Adana, Eskişehir derken Türkiye'yi aşmış.. Herkes bulunduğu şehirde heryer "heryer taksim, her yer direniş" diyerek tek yürek olmuş..
Daha önce hiç böyle bir şey görmeyen padişahın ödü b*kuna karışsada, padişahlığına b*k düşürmek istemiyormuş.. Artık talimat değil, ricada bulunmaya başlamış ama, o kışla oraya kurulacak!! demeye devam etmiş.. Halk ayaklanmış bi kere, dururmu geri? Padişahı devirmişler.. Halk artık kendi kendini yönetmeye başlamış.. Ağaçlar dikmişler her bir yana. Yemyeşil olmuş dört bir yan.. Hala dimdik ayakta olan ağaçlar, bir padişahı devirmenin mutluluğu ile taaa göklere ulaşmış, oksijen vermeye devam etmişler... Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine...
Foto: Ayça Ö. Istanbul |
Egeye anlatacam bu gece:))
YanıtlaSilahaha süper olmuş bu :)
YanıtlaSil