Sayfalar

30 Ekim 2015 Cuma

Ağaçtan maşa, aptaldan paşa olmaz!

Bahçadakı köpek havlayınca pencereyi açtım, gafamı çıkardım bi gelen giden mi va deye. Baktım, Seybaların Zehraaba ünleyip duru. Köpek bağlımı deye. Bağlı bağlı, buyruuun, dedim. Emme, gene burnundan soluyup duru. Gene bişelere gızmış. Gapıyı açtım, ayağındaki gara lastıkları şööne kenere çıkadı, selemneleyküm, deyerek girdi içeri. Hoş gediniiiz, sefa gediniiiz, dedim. Hoş mu gedim, boş mu gedim, bilmeyon dedi. Hinci yokarda allah vaa, hiç bu gada sinilli göömediydim.. Hebire, "bu günümüzede şükülle osun", derdi. Gıı, Zehraaba noodu? Iyi mininiz? dedim. 
Elleri, dizleri tiril tiril titreyip duru. Gaktığımınan ibrikten su doldurdum bardağa, hele şunu bi için, bi nefes alın hele, dedim. Verdim emme, titremekten parısını döktü, parısını içti, son yudumu içemedi, bardağı iki avcına aldı, diğer eliyle parıldamasını (titremesini) durdurur gibi sıkı sıkı duttu,  ağlamamak uçun sıktığı çenesinde küçük çukurla oluştu, elinin tersiyle gözleni sildi, çenesinde tuttu sağ elini, titremesin deye. Içim gıyıldı unu öne görünce, meraktan ölüvereyazdım. Birez nefes alınca, başladı annadıvemeye.. 

Ezeli ne telezyon varıdı, ne bişey. Bizim adam dutturdu ille telezyon alam deye. Neyimiş, Köyde hekeşin terneti mi varımış ne? Bizim telezyonumuz bile yoğumuş. Sankı telezyon alacak parası varımış gibi. Hem neyleyin ben telezyonu, bunla hep şeytan işleri. Emme gandillede falan mevlit okunuyomuş deye gandırdı beni. Borcunan, harcınan aldık galan.  
Bu televizyon eve gediğinden beri, zatı amcannan aram yoğudu, eyce açıldı. Zatı evde mani ota, boka, öküze, eşeğe küfür eden, bağıran çığıran bi adam varıdı, bu yetmeyomuş gibi televizyonu aça açmaz aynı bizim deli gibi mani bağıran çığıran bi adam va. Benim deli bana yetiyo, dedi, belliki çok dolmuş, hiç susacak gibi değil. Acık soluklandı, gene anadivedi. 

Ikindi namazını gılıyıyodum, amcan gene telozyonu açtı, gene o adam, pek seve onu, "adamla çalıyo emme yapıyo" deyen omuş menemme, bi yellerde duymuş, yoğusam onu söyleyecek akıl yok bunda. Bide cıgara yaktı, ösürmekten dinleyemeyoda, sesini açtıkça açıyo, gulaklada duymayo tabi. Görüp durusun namaz gıldığımı, telezyonu açtığı yetmeyomuş gibi, bide sesini yükseldiyo. Helebak, helebak, bana nispet ede gibi gıı!  Ilk rekâtı bitirdim, selam vedikten sona ocakbaşında duran soba küreğini adığımınan telezyonun camına endirdim. Gapgara odu cam. O adamda yok odu. Amcan beni hiç böne gömediği için, güççük dili gursağına gaçmış gibi galagadı. Çalıyor ama yapıyor ne demek gı? U zaman bende gidin, Eminaların bahçasındakı mısırları çalın, gidip bazarda satıp para gazanın, sonrada o parayınan "Zehraba hayratına" Çeşme yaptırın. Olacak iş mi bu? O Çeşmeden akan su hep haram duru.. Bu Çeşmeden su içen goyunu kuzusu, ineği, dombayı, herkes günaha giribatı. Emme ne gören va, ne duyan.. Herkeş susuzluğunu gideribatı. Bize atalamız derdi ki; "ağaçtan maşa omaz, aptaldan paşa omaz" Bunla hala neyi zorluyo bilmem ben. Maşa yanıbatı, sürekli aynı ağaçtan maşayı veriyola elimize. Eee, yanıp duru, elimizi yakıyo, dutamayoz.. Hiç emeyara bi işe yaradığı yok.. Dutsan dutulmayo, satsan satılmayo. En iyisi atmak bi kenere. Ben ne günle gödüm, cumhuriyetin kurulduğu yılları bilirin, u zamanladada nele gödüm nele, emme, bu gada görmedim. Bu gada rezilini hiç gömedim. Gı helebak, ben bu gıt aklımınan bunnarı görüyon, biliyon bu okumuş etmiş goca goca adamla, gadınla bunu gömeyo mu? Benim  adamı boşve.. Unun aklı odumolası gıt birez. Emme bu memlakatın hepsi mi bem adam gibi gıt akıllı? Dedi.. 

Gı, Zehraba ne deye gücünüzü gurudup
duruyorsunuz, bugün varsanız yarın yoksunuz, zaten bi ayağınız çukurda, size mi düştü bu memleketin gidişatı dedim. Demez olaydım. Anam bi çıkışıvedi bana, bi bağırıvedi, neye uğradığımı şaştım. A gızım dedi, "mayasız yoğurt çalınmaz" yani tutmaz. Bunlar çalmayı yanlış annamış, süte katmaya mayaları yok, boş kaşığı sallıyorlar, oda dutmuyor. Bozulmuş sütü ekşimik yapıyolla. Sonrada bu yaptıkları ile övünüyolla. Zaten onlar yapmasa süt ekşiyecek. Hem ben kendimi düşündüğüm yok, böğün ölecek gibi ibadet ederin, yarın ölecek gibi çalışırın. Ben torunlamın geleceğini düşünübatırın. Onlara neyi emanet edecez? Bak bu pazar gene seçim varımış, bunuda o sevmediğim telezyondan öğrendim. Gene gene ne seçimi bu, desemde, gidecem o mühürlü eyce bi basacam ampülün olmadığı bi yere. Emme bu son osun. Gene bi hökümet guramazlarsa dahada oy gullanman. Bana güvenmeyene ben neye güvenecemşin? dedi. Valla haklı!!
Ne desem bilemedim..??

( Mudurnu şivesi ile yazılmıştır, ve tamamen hayal ürünü, yani atmasyon bir hikâyedir) 


2 yorum:

  1. :) Biz de gidip basacaz mührü. Bakalım ne olacak?
    Hayırlısı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla heyecan doruklarda.. Endişeliyim, kaygılıyım ama umutluyumda bi yandan. Bakalım, gelsin o zaman 1 Kasım. Bir şey sorcam, benim bu Mudurnu şivesi ile yazdığım hikayeler kolay anlaşılıyor mu, anlamadığın kelimeler oluyor mu? Oranın şivesini bilenler, uzun yıllardır yurt dışında yaşasamda oranın diline bu kadar hakim olmamı tebrik ediyorlar:) ama herkes aynı şeyi anlıyor mu bunu merak ediyorum.

      Sil