Sayfalar

13 Şubat 2017 Pazartesi

Şubatın ortasından.. ordan., burdan..

Eeeee challenge bitti. Kaldım mı dısdıbıl? Sorularla oyalanarak gündemi es geçiyordum. Yine kaldık gerçeklerle baş başa. Nereye baksam "evet" "hayır" propagandaları her yerde. Haberlerde, sosyal alemlerde, yabancıda olsa arkadaşlarım, onlarla bile, evde,  heryerde. Tv lerdeki propagandalar daha çok "evet"çilerde. Hayır'cılara bir baskı olduğu aşikar. 

Şunu düşünüyorum? Madem iyi bir şey getiriyorsun, doğru bir şey uygulamaya çalışıyorsun, bu baskılar, bu çırpınışlar, bu panik, bu oldu bittiye getirme çabaları neden?  Çürük malı kakalar gibi. Anlat, açık açık aklımıza uyarsa evet diyelim. Ama akla uygun ve elle tutulur hiç bir yanı yok. Şimdi birde krallık falan baklası var dilinin altında.

Hele hele OHAL in keyfi uzatılması ile keyfi kararlar almalar, falan. Diyorum ki, zaten her değişikliği ve uygulama yapabilme yetkiniz var?  E daha ne istiyorsunuz? O istenilen rejim değişikliğini o beğenmediği  "Esed"in rejimini niye getirmek ister ki biri? Görüyorsun işte, olmamış! Iraktada olmamıştı.. Acaba, kendi ile birlikte ülkeyi uçuruma mı sürüklüyor? Bunları düşünüyorum? 

Sonra, hayır diyorum aklı başında olan hiç kimse buna izin vermez!  Bunun bir parti seçimi olmadığını bilir. Sadece hatır için evet diyenler olur. "Hatır için çiğ tavuk yendiğini hiç görmedim. O yüzden hatır için "evet" denmez. 

Pazar bugün. Kendi dünyamda yaşıyorum.  Kar eriyip gitmişti. Hatta bir iki gün güneşli ve artı derecelerde olunca bahar gelir gibi oldu. Ama şubattayız. Kışın ortasındayız hala. Bugün yeniden yağması çok normaldi.  Çok güzeldi. Pazar, sıcacık evdesin, kuzine yok, ve hatta üzerinde kestane ve portakal kabuğuda yok.. Almancada bir deyim var, " iki düğünde aynı anda dans edemezsin" diye. O hesap, hem kuzineli odanın nostaljisini isterken, hem her odanın aynı sıcaklıkta olan kaloriferi bir evi yadsıyamazsın. Üstelik böyle bir seçenek sunmuyor kent yaşamı. Bedelini ödeyerek yaşamak zorundasın işte. O zaman o yaşama ayak uyduruyorsun. Kuzine yanmasada, üzerinde güğüm kaynamasada, dışarıda yağan kar, aynı kar. Sessiz sessiz, ağır ağır ve birbirine dokunmadan yağıyor. Ne güzel şey kar tanelerini izlemek. Her kar tanesi özgürce istediği yere düşüyor. Düştükleri yerde bir bütün oluyorlar.
Bak nereye bağlayacağım buradan. Herkes özgürce gitsin oyunu kullansın diyorum. "Evet" yada "Hayır"
Ama unutma, evet dersen kim gelirse gelsin, beni yönetsin diyorsun. Bu iş biraz Erdoğancı ve karşıtları gibi bir şeye dönüştü. Şimdi Erdoğan gibi görünsede, kimse kalıcı değil, ilerde senin tamda istemediğin biri Başkan olursa, ne olacak halin? Kişi seçmiyorsun, bir istikbal seçiyorsun, o yüzden önce düşün sonra istediğini seç. Çünkü iyide olsa, kötüde olsa bunu "ben" seçtim diyeceksin. Dönüp dolaşıp konunun referanduma gelmesi? 
Neyse.. 
Bütün bu olaylar olurken ben bi taraftan filmler izledim, bereler, atkılar falan ördüm. Elimde işledi, gözümde. Ayaklarımda işleyeydi iyiydi. Ama kış günü evde kalmak çokta önemli değil diye kendimi kandırdım. Yaşlılığımda bunlar bir bir önüme çıkacak biliyorum.
Belki çok yaşlanmadan binerim imamım kayığına?


Sevgi Beresi, ve atkisi.. Sürpriz birine..

4 yorum:

  1. Eğer suçlayacaksan kendi düşüncen haricindekileri, niye hayır gibi bir seçenek sunuyorsun demezler mi hiç diyorum ama kendim söyleyip kendim dinliyorum. Neden evet diye sorp seni dinliyorum da sen bana neden hayır deyip dinlemiyorsun ki diyorum bazılarına susmayı tercih etmiyorlar, hep bir carlama :(
    Allah sonumuzu hayır etsin diyorum bende :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adil bir seçim olursa hayır çıkar.. bak oran bile veriyorum. %53. 😀

      Sil
    2. Ay Berfin sen daha önce de "Şu kadarla barajı geçer" diye seçim tahmini yapmıştın, tutmuştu! Hadi inşallah :D

      Sil
    3. Genelde tahminlerim cikar Ferminacim:)

      Sil