Sayfalar

27 Mart 2017 Pazartesi

Sadece Bir Simit..


İlkokul yıllarıydı. Simit alabilmemiz için elimize 1 lira verilirdi. Ya da 50 kuruşa satılan bir keski un helvası için. Hademe teneffüs zilini eliyle çalardı. Hani şu Hababam sınıfındaki Adile Naşit gibi. Bizim hademe erkekti. Sevimliydi. Bütün hademeler sevimliymiş gibi gelir bana. 

Hademe ilk teneffüs zilini çalar çalmaz hurraaaaa, bütün çocuklar aynı yöne koşardık. Okul bahçesine gelen simitçinin yanına. Bol susamlı, çıtır çıtır, sıcacık, gevrek simitlerin hem görüntüsü hem kokusu beynimin bir köşesine hiç çıkmayacağı bir yere o zaman yerleşmişti. Simitçi sırtındaki sepetle taşırdı simitlerini. Bazen param yetmez 50 kuruşluk un helvası alırdım. Pek sevdiğim bir şey değildi. Tatlı besinler eskiden beri çok tercih ettiğim şeyler değil. Param ona yettiği için tercih sebebim olurdu. 

Yine bir gün teneffüs zili çaldı. Koşarak yine simitçinin yanında aldık soluğu. Simitçiyi gördüğümde gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Çünkü karşımda duran simitçi dayımdı. Bana göz kırptı, pssst der gibi işaret etti. Aylarca çalıştığı bu okulda, hiç kimse bilmedi simitçinin dayım olduğunu. Sepetteki simitler bitmeye yakın, en son ben ve abim giderdik. Sepetin dibinde kalan kırılmış, ezilmiş simitleri biz yerdik.  Bunlar bir simitten daha fazla olurdu bazen. Hele sepetin dibinde biriken susamları avuçlayıp ağzımıza atışımız! Nasıl bir lezzetti o? Hendek simidiydi. 

Bir daha öyle bir simit yemedim ben. 
Öyle her simidi yiyemem,  çocukluğumdaki simidi ararım hep. O kokuyu, o sıcaklığı, o gevrekliği. Ne çok şey istemişim meğer? Sonra yıllarca simit yiyemeyeceğim bir ülkeye göç ettim. 
Türk bakkallarında simitler vardı, ama çocukluğumun simidinin yanından bile geçmeyen, kalın, ağızda çiğnedikçe büyüyen bir hamurdan öteye gidemedi. Hiç simit almadım sonra. Türkiye ziyaretlerimde bazen denk gelirdim, ama her zaman değil. Hele simit sarayları hiç değil.  

Dün hiç beklemediğim bir şey oldu. Cumartesiydi. İki yüz metre ötede bir Türk bakkalı var. Oraya peynir, zeytin çay, sebze falan almaya giderim. Ekmek bölümünde sadece bir simit duruyordu. Tek başına. Görüntüsü çocukluğumun simidi gibiydi. Kokusuda öyle. Elimle dokundum, bastırınca pörsmüyordu, zaten bastıramıyordum, çıtır çıtırdı. Hemen attım sepete. Zaten o anda ağzımın suyu akmaya başlamıştı. Hemen eve gidip ortadan bölüp yarım ay şeklinde elimde tutarak yemek için çok sabırsızlandım. Düşündükçe ağzımın suyu akıyordu gerçekten. Birde beyaz peynir ekledim yanına. İşte bu! Bu simit beni Hendek'teki ilkokula, ordan teneffüsse, sonra dayıma, bilimum çocukluğuma götürdü işte. Diğer yarısını bizim gençler paylaştı. Baya iyiymiş dediler. Eşime ise sadece anlatımlarım kaldı. Dedim 40 yıldır nihayet birinin aklına gelmiş böyle bir simidi yapmak. Kim yaptıysa çok iyi yapmış. Aynı Hendek simidi. Bu arada Hendek simidi tanınmış bir simit midir bilmiyorum? Ama dayım bu işi ilerletti, ve Çanakkale'de simitçi fırını açıp, ekmeğini kazanmıştı. Çokta iyi kazanmıştı. 
Ankara simidi varmış galiba, ama hiç yemedim. Ben Ankara'yada hiç gitmedim zaten. Birde İzmir'de denk gelmiştim, gevrek diyorlar, oda çok çocukluğumdaki simide çok benziyordu. 

Yarın işe giderken yine uğrayacağım, bakalım simit her gün geliyor mu? O simit geliyor mu? Yoksa simit hep vardı, şu tatsız tuzsuz olanından. 

Fiyatı 1.90 Fr. bu arada. Türkiye ile kıyaslarsan çok çok pahalı. Nerdeyse tanesi 7.50 tl gibi bir şey. 
Ama burada yaşarken kıyaslama yapmak çok saçma oluyor. 
Çünkü burada emeğin bir değeri var. Diğer yüzüne bakmadığım simitler, 1.20 idi. Ama bu başka. Evet, daha pahalı, ama bana yaşattığı çocukluğumun tadını veriyor. Kim yapmışsa çok güzel yapmış. Neden benim aklıma gelmedi ki? Çok pasifim çooook. 

Bir simit deyip geçme. Bir simit beni allak bullak etti dün. Simit demek, özlem demek. Memleket demek. Çocukluğum demek. Ama simit gibi simit olacak!!!

İşte bu hafta ben sadece bir simitle duygusal bir ilişki yaşarken, yaşadığım şehirde, Bernde protesto gösterileri varmış. Bugün haberlerde gördüm. Sıra ne zaman İsviçre'ye gelecek diye bekliyordum zaten. Eeeey İsviçre, kıçımın kenarı, sen kimsin demesini.. İşte oldu. 





8 yorum:

  1. Simidin benim de kalbimde ayrı bir yeri var :)
    Ankara simidi İzmir gevreğine göre daha kavruk, daha yanık, dışı daha sert. Burada alıştım o kavrukluğa, gevrek bir tuhaf geliyor şimdi.
    Senin simit her gün gelecek miymiş, öğrenince bize de haber ver :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugün iş çıkışı uğradım yine. Baktım yine var simit. Sordum, bu simitler öncekilere benzemiyor, nerden geliyor, sürekli gelecek mi diye sorduk. Kendileri yapıyormuş, hamuru hazır geliyormuş, bunlarda fırında bir sabah, bir öğleden sonra sıcak olarak çıkarıyorlarmış. Böylece simit hasretimi gidermiş olacağım. İki tane yine aldım ve yarısını götürdüm yine. Memleket hasretimi gidereyim derken, şu incecik manken gibi bedenenime hasret kalacağım bu seferde😂

      Sil
  2. Canımıniçi,
    simit, gevrek bunlar hep memleket hasretinden... Senin tatilin gelmiş de sen farkında değilsin. Sen bi gel buralara... Bu arada ben sana nasıl simit almamısım, yedirmemişim... Kınadım resmen kendimi...
    Bence, o bir şehir efsanesi, Hendek simidini yemiş ve beğenmiş birisi olarak söylüyorum, her yerin köftesinin meşhur olması gibi bu simit durumu da... Aha Sinop simidi gibi de yok... O yalı Kahvesinde sürekli sıcak simit satarlar... Allah... parmak kalınlıgında bir simit. Mis gibi kokar o kavrulmuş susam...
    1,3,5 anında götürürsün... Çoçuklugumuzun, ve yokluktan damağımızda kalan tatlar... Alıcam ben sana simit kurban oldugum... olucak olucak :) Assss kaldı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bencede sence.. simit buldum bu seferde elimden simidi kapacak martı aradım. Benim tatilim gelmiş, çok doğru.
      Bi ara Sinop simidini deneyelim😘

      Sil
  3. Eski tatlar neden kıymetli derim bazen, özlem mi onları tatlandırıyor ? Cevapsız sorular bunlar :)
    Hasretlerimiz az olsun inşallah ♥

    Eyyyy diyecek ülke kalmayacak yakında.. O zaman neye ağzını köpürtecek acaba :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eski tatlarımızda çocukluğumuz varda ondan. Her soruya verilecek cevabım vardır benim😂 Sevgiler sana💜

      Sil
  4. Mis gibi simit koktu burnuma.İzmir'de yaşasam da Akhisar'da büyüdüm.Gevrek, simit ikisini de kullanıyorum o yüzden.En unutulmayacak kokulardan biri gerçekten.En çok da çocukluk ve vapur demek.İsviçre'ye simit kokusundan bile hızlı erişti desene eyy sesi ;)

    YanıtlaSil
  5. Hahaha.. ay hiç sorma? Eyy-oyyy sesi ile simit kokusu aynı gün geldi. Ses gitti, ama koku kaldı😀

    YanıtlaSil