Her gün bir hediye 🎁 paketi. Sadece bazı günler iyi paket edilmemiştir, diyor resimde. Bugünkü ruh halime ne yakıştı bu tabela.
Şaka gibiydi gün. Nerden başlayacağımıda bilemiyorum ya. Neyse. Sabah 9.30 da devlet dairesinde bir randevum olduğu için erkenden kalkıyorum, hazırlanıp tam randevu saatinde orada oluyorum. Frau Zumstein ile görüşmem var diyorum girişteki çalışana. Telefonla bildiriyor geldiğimi. Beni almaya geliyor Frau Zumstein. Günaydın, nasılsınız diyerek tokalaşmak istiyor. Tokalaşırken, hiç iyi değilim diyorum. Odasına giriyoruz. Neyiniz var, deyince, “nasıl yani, bu kaçıncı gelişim, onu istiyorsunuz getiriyorum, bunu istiyorsunuz getiriyorum, hakkım olan bir şeyi vermemek için bin dereden su getiriyorsunuz, bıktım, usandım ve istemiyorum sizden hiç bir şey, diyorum. Sinirdende elim ayağım titriyor.
Hatta gözlerimden ve burnumdan yaşlar geliyor. Mendilim yok elimin tersiyle silmeye çalışıyorum. Sizi çok iyi anlıyorum, ben sizin danışmanızım, hemen yan taraftaki sizden bunları isteyen Frau Bilmemkim’e anlatın, diyor. Sizi tanımıyor, onun önünde bilgisayar var, ve bürokrasi işliyor, gidin derdinizi konuşarak anlatın, diye akıl veriyor. Ne yani, bana acımasını mı bekleyeceğim. Ne istediyse gönderdim. Artık nerdeyse benden gökkuşağının altından geçmemi, ancak o zaman olur demeye getiriyor, diyorum. Yıldırdınız beni, ben vazgeçiyorum herşeyden, deyip ayrılıyorum.
Ofise gidiyorum saat 10 gibi. Saat 12.15 te ehliyet sınavım var. Bu arada 30 yılı aşkın bir süredir ehliyetim var, ve her gün araç kullanıyorum. 30 yıldır elbette trafik kontrolüne rastladım. Hiç sorun olmadı. Taa ki, geçen yıl bir işgüzar polisin dikkatini çeken noktaya kadar. Arabanız otomatik değil mi? Sorusuna hayır vitesli cevabını vermiştim. Ama siz vitesli araba kullanamazsınız demişti. Ehliyetimin arkasında 78 diye bir kod var. Bu otomatik araçla ehliyeti aldığımın kodu imiş. Ve sadece otomatik araç kullanabilirmişim. Bunu bildirmem lazım dedi. Trafikten bana ceza geldi. Ve buna itiraz etmiştim, “ben 30 yıl önce Almanya’da yaptım ehliyetimi, o dönem bana sadece 2 yıl kaza yapmamanız gerekiyor, sonrasında vitesli kullanabilirsiniz dendi, 30 yıldır elbette trafik kontrolüne denk geldim, ve bu güne kadar kimse bir şey demedi, üstelik 30 yıldır hiç otomatik araba kullanmadım, bu cezayı kabul etmiyorum, eğer isterseniz beni sınava tabi tutabilirsiniz” gibi argümanlarla. Kabul ettiler. 1 kerelik sizi affediyoruz ama ya yeniden ehliyet sınavına girmeniz yada arabanızı değiştirmeniz gerekiyor diye bir yazı gelmişti. Ve ben bir yıldır hala vitesli olan arabamı kullanıyordum. Hatta bir kez trafik kontrolünede yakalandım. Ama sorun olmadı, kimse o arkadaki 78 koduna bakmıyor. Neyse, ben korkarak araba kullanmayayım, gireyim şu sınava dedim. Kendime güvenim öyle yüksek ki? Çünkü severek araba kullanırım, ve iyide kullandığım söylenir. İşte bu gün 12.15 te o sınav var. Yazılı sınav yok, sadece pratik.
İsviçre’de biraz farklı ehliyet alma prosedürü. Mesela kendi arabanın arkasına mavi “L” magneti yapıştırıp yanında ehliyetli biri ile sürebiliyorsun öğrenme aşamasında. Sınava girerkende ehliyetli biri ile ve o L magneti takmak zorundasın. Yani illa bir sürücü kursuna gitmen gerekmiyor. Ama ilk kez alıyorsan ehliyeti elbette sürücü kursu olmalı. Gittim dün o magneti aldım, hey allahım düştüğüm hallere bak diyerek.
Saat oniki. Artık yavaş yavaş çıksak iyi olacak. Trafik binası ofise çok yakın. “Sevgili” eşim olacak yanımda. Arabanın arkasına L magnetini yapıştırıyorum. Arabanın durduğu park hafif bayırlı. Yerler buz. Tam arabanın kapısını açmaya yönelirken bir baktım ayaklarım havada, popom yerde, araba kapısı yerine gökyüzünü görüyorum. Sevgili eşim hemen koştu geldi, bende düştüm sabah deyip ellerimden tutup kaldırdı. Bileğime bakıyorum buzdan incinmiş gibi, ama hiç bir şeyim yok. Sınava girme heyecanı var gibi ama yok gibide. 12.10 da bekleme salonunda bekliyoruz. Benim gibi bir sürü insan var sınava girecek. Saat tam 12.15 te eksperler çıktı bir odadan hamam böcekleri gibi. Ve her eksper sınavını yapacağı kişiye yöneliyor, benimkide bana gelip benim adım Frey, ismimle merhaba deyip, elimi sıkıyor. Allah Allah nerden biliyor adımı acaba diyorum? Sonra bir odaya girip bilgisayarda notlar alıyor, hangi araba ile sınava girildiğini vs. Ve görüyorum ki orada benim fotoğrafım var. Biz ikimiz gideceğiz, eşiniz burada kalacak diyor. Sevgili eşim bana bol şans dileyerek, sarılıyor. Yaparsın sen diyor.. Yılların şoförüsün diyor. İlk tanıştığımız yıllara gidiyor aklım. Bir gün onunla bir yere giderken “Sen rallici falan mısın” dediği canlanıyor gözümde bi an.
Biniyoruz experle arabaya. Kemerimi takıyorum, aynalar ayarlı, bu araçla geldim zaten diyorum, çalıştırıyorum arabayı. Ve 45 dakikalık sürüş başlıyor. Otobanı kısa tutuyor, şehir içinde daha fazla dolanıyoruz. Park ettiriyor. Girilmeyecek sokağa doğru sokuyor, buraya giremeyiz diyorum, ama içimden “seni kunduz” diyorum.
45 dakika sonra geri geliyoruz. Eşim bekliyor. Eşiniz şimdi arabaya gelebilir diyor. Arka koltuğa oturuyor. Onun huzurunda bana, “eşinizin araç kullanmada çok tecrübeli olduğu belli, çokta kendinden emin kullanıyor, ama maalesef sınavı kazanamadı” diyor. Şaka gibi.. Hakkaten hayat bazen şaka gibi. Ama “trajikomik”şaka gibi. Bu benim ikinci ağlayışım oldu bugün sinirden.
Yılların verdiği bir alışkanlık varmış, işte elin biri direksiyonda diğeri viteste gibi, neymiş efendim iki elimle direksiyona yapışacakmışım saat ikiyi on geçeyi gösterir gibi. Sonra bakışlar, kör bakışlara dikkat etmemişim falan filan. Yani benim çok bilmişliğim başıma iş açtı. Kazanamadım yani. Ama ehliyetim var. Şaka değilde ne? Sonra Sevgili eşim bana dedi ki, ağlamaya değmez, bizde arabayı değiştiririz.. :))
Arabanın arkasındaki L magnetini söktüm, ve yoluma araba ile devam ettim. Siz yiyin tarana, dedim içimden.
Bu işin mantığını anmakta zorlanıyorum. Vitesli araba kullanmada sorun yok. Sadece bazı alışkanlıklar yüzünden trafik kuralları ihlali söz konusu. İyi, peki! Anladım.. Otomatik araba ilede aynı hataları yapacaktım. Ama otomatik araç kullanabilirim. Çok saçma geliyor bana.
Lütfen moralinizi bozmayın, ikincide kesin alırsınız, yinede iyi noeller dedi. Sizede iyi noeller derken dilim, içimden arşloh diyordum.
Bizde kuralsızlık orada da saçma bir kural hakim galiba.Keyfinizi bozmayın desem kelimeler havada kalacak. Size kolay gelsin. canınızı sıkmayın sevgiler.
YanıtlaSilKural konusundaki tespit güzel:)
Silanooooooooooooooooooooooooo ....
YanıtlaSil🙄🤔
SilGeçmiş olsun. :(
YanıtlaSilGeçti galiba 🌹
SilŞaka gibi gerçekten de....
YanıtlaSilBürokrasi konusunda bizim tavan yaptığımızı düşünüyordum ama değilmiş.
Üzülme arkadaşım hiç, kim olsa emin ol yılların verdiği alışkanlıkla aynısını yapardı. Ben de seninle saydırdım gitti...
Bir daha ziyaret fırsatı bulamam belki, mutlu yıllar canım ♥
Çok çok güzel bir yeni yıl gelsin inşallah ;)
Sen beni çok iyi anlamışsın. 😀
YanıtlaSilSon dileğine yürekten katılıyorum. Çok çok güzel bir yıl gelsin artık. Yeter da!!
Sanada mutlu yıllar arkadaşım ❤️
Koç burcuysan eğer inadın ve çok bilmişliğin başına iş açabilir. 1 tane sınavımdan inadım ve çok bilmişliğim yüzünden kaybettim ve Karabük'te bekliyorum. ( Ama bu haksızlık, aslında biliyoruz!!!)
YanıtlaSilAh biz gidi koc burclari:)))
Sil