Sayfalar

1 Kasım 2019 Cuma

Jealousy..

Bir çok blog yazarında gördüğüm şu. “Uzun zamandır yazamıyorum ama burası benim ilk göz ağrım, çok ihmal ettim vs.” Bunlardan biride benim. Demekki oluyor böyle şeyler. Kimsede neden yazmıyorsun diye merak etmiyor açıkçası. Burası sadece bize ait, ister yazarız ister yazmayız. Böyle bir zorunluluğumuzun olmaması güzel. Sadece içten içe keşke daha fazla yazsam diye geçiriyor insan. Kendi için en azından. Ama işte olmayınca olmuyor. Son zamanlarda çok sevdiğim bir söz var, “çokta şeyetmemek lazım” her şeye o kadar uyuyor ki. O yüzden tekrar ediyorum, her şeyi çokta şey etmemek lazım😀

Gelelim bana. Ne yaptım Ağustostan beri. Eylül’de üç haftalık bir Türkiye tatilimde gezdiğim yerler sırasıyla, Antalya, Uşak, Gebze, Marmaris-Selimiye ve İstanbul olarak tamamladım. Üç hafta boyunca nereye gittiysem çok çok güzel geçti. Yani tatil gibi tatil işte. Ye, iç, sıç, gez. Siesta!! Sonuç 4 kilo alarak geri dönüş. Olsun. Pekte koymadı açıkçası. Evet iki yıldır yürüyüş ve spor yapıyorum. Yiyecekler konusunda biraz daha dikkatliyim. Ama bedenimi seviyorum, ne istiyorsam o şekle giriyor. Tabiki çalışarak😀. Yok öyle şimdi yürüdüm şunu yiyebilirim, şu kadar spor yaptım bunu yiyebilirim? Çok hareket, az yemek ama ne yediğini bilmek. Ekmek, makarna, pilav, tatlı, alkol çıkacak hayattan. İşin sırrı bu. Ve bol bol su. Öyle su ki, her iki saatte bir çişe gideceksin. Bende böyle oluyor en azından. Yıllarca 67 kilo idim. (Yani cocuklardan sonra. Yoksa hep 49 dum) Sonra 64 te takılı kaldım. Sonra yürüyüşlerimi artırdım. 15 bin Adım gibi günlük. Sonra evde egzersiz. Dambıllar falan her türlü ekipmanı aldım eve. Çünkü spor salonunu sevemedim. Yazıldım yazıldım gitmedim. Ben özgür alanlarda, ormanlarda yürüyüşleri seviyorum. 64 den 58 indim. Türkiye dönüşünde tartıya çıktım 61 gösteriyordu. Olsun dedim. Hareketsiz, bol yemeli içmeli başka ne olacaktı ki. İki ay oldu döneli, eski rutinime döndüm ve şu an 57 yim. Seviyorum bedenimi. Ne istersem o oluyor. Bazen 56 yı görüyorum. Hedefim 55..

Resime merak saldığımı söylemiştim daha önce. Hatta geçen sezon bi kursa gitmiştim. Yaptım bazı resimler kendimce. Ama hiç bir zaman “işte bu” diyemedim. Hep bir başka resimlerden esinlenerek yaptığım şeylerdi. Evet, bi şeye benziyordu hatta aynısı oluyordu. Cin Ali resimlerinden öteye gitmeyen resimlerimin bu hale gelmesi bile beni mutlu ediyordu başta. Ama bana özgü bi şey yapamadim, yaptığım resimlere baktığımda hiç bir zaman “işte bu” diyemedim. Sadece evet yapabiliyormuşum ya, dememe neden oldu. Birde bir resim yapıyorsun, ne zaman bitti, bilemiyorsun. Hep bi eksik oluyor. 

İşte bir 29 kim günüydü. Öyle duygu yoğunluğu yaşadım ki; ne yapsam bilemedim. Havalar erken karardığı için ve bu hafta uzun çalıştığım için  ormanda yürüyüşede gidemedim. Resim yapmak istedim. Evin ortasında duran resim masamda başladım tuvale boya döküp fırçalamaya. Olmadı. Kuruttum. Tekrar döktüm boyayı. Cam sileceği ile yavaş yavaş boyaları tuvalin üzerinden geçirdim. Yavaş yavaş bi şeyler oluşmaya başladı. Biraz daha, biraz daha derken neden sonra“tamam, işte bu” dedim. Nasıl hoşuma gitti anlatamam. Benim duygu yoğunluğumu resmettim bana göre. 

Sonra bizim kardeşler grubuna gönderdim bi hevesle bu resmin fotosunu. Abim yazdı, derin bi his var ama çıkaramadım dedi. Ne görüyorsan o dedim. Sonra kızkardeşim ARTE kanalında gece yarısına kadar Türkiye belgeseli var izlerseniz, dedi. 
Sonra bi süre bu belgesel hakkında yazıştılar. Benim büyük hevesle yaptığım resmin hiç bir önemi yoktu. Dahil olmadım artık yazılara. Belliki ben başka alemdeydim, onlar başka alemde. Yazışmanın sonunda, kız kardeşimden “ama güzel olmuş resmin” diye bi yorum geldi. 

Ertesi gün, sakin kafa ile düşündüğümde herkesi anlamaya çalıştım. O gün ben çok heyecanıydım, onlar rutin hayatlarına devam ediyorlardı, benim heyecanımı anlayamazlardı ki. Ben abartmıştım biliyorum. 

O resim bu resim. Hala çok seviyorum bu resimi. Bir sergi açarsam eğer bu ilk başta olacak. Adı "jealousy"




6 yorum:

  1. Selam başkalarının ne dediği tama. Önemli ama sizin hissettiklerini bence daha önemli. Kendinizi ifade eden duygularınızı a latan resim. Önemli olan bu. Elinize sağlık. Ya, ılarınızı özlüyorum. Arada bir nerelerdesiniz diyorum. Ta ii ki ya, ma ilk önce kendimiz için. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazilarimin özlendigini duymak ne iyi geldi:) Cok tesekkür ederim:)

      Sil
  2. arada başka bir fikrin desteğine ihtiyaç duyuyoruz,olmuş/olmamış falan.ama tabii ki herkes kendi dünyasında yaşıyor. Tatil güzel de işte ya kısa diye düşünüyorum bazen:) Ah bir de ben böyle dirayetli olup takılıp kalan kilomu azıcık indirebilsem.Umarım ilerde serginizi açar ve resminizi beğeniye sunarsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatiller hep kisa zaten:) Iste o takili kalan kilolar cok inatci. o yüzden ciddi bir irade ve motivasyon gerekiyor. Yani sen daha inatci olacaksin. Elbette kolay olmuyor. Ama sonucu görünce cok iyi motive oluyor. Ayrica o kadar saglikli ki o yürüyüsler. Kendim ici ne güzel bir sey yaptim diyorsun yürüyüs sonrasi. Bir süre sonra aliskanlik yapiyor, yürümeden duramiyorsun. Gercek bak. Bi dene Istersen:)

      Sil
  3. ah özlemezmiyiz yazılarını, içtenliğini.ama hakta veriyorum çünkü
    ayn şekilde ben de rutin birşekilde yazıyor gözüksem de daha uzun uzun
    yazmak istiyorum, sonuçta bol fotolu çıkıyor yazı her cuma rutin bir dğerendirme
    yazı serim var biliyorsun. onu yazıyorum sonra yorumlara cevap vereyim diyorum hop
    öbür cuma gelmiş bile.bu arada diğer blogarıda okuyamamış oluyorum. bak
    seninkini bugün okudum. daha da okumadığım bir çokları var.
    yaptığın resmi ben beğendim. kullandığn siyahların çokluğu bana hüzün verdi
    yalnız.skılıp bir patlama yaşamışsın gibi hissetirdi. canın neden
    bu kadar sıkkın diye düşündüm. tabi bunlar varsayım..
    insanız ve hatta kadınız sonuçta :) ee bunalımın olması normal

    YanıtlaSil
  4. Resim falı gibi oldu seninki😀 ama doğru tespit he😊.Resim ve boyalara hakim olduğunu, hatta yanılmıyorsam resim öğretmeni olduğunu biliyorum.

    Oluyor işte insanın kırgınlıkları. Kendini çok kötü hissettiği anları. Bunların normal olduğunuda. Bazen duygulara yenik düşüyoruz. Ve bazen o duyguları resimlere, yazılara, şiirlere, şarkılara yansıtıyoruz. Yani yaşama dair herşey.

    Bu güzel ve uzun yorumun için çok teşekkür ederim. 💜

    YanıtlaSil