Sayfalar

13 Şubat 2013 Çarşamba

Bir kayboluş hikayesi..

Yine bir yaşanmış hikaye. Bu ara bir yere gittiğim yok, değişik bir şey yediğim, içtiğim ve gördüğüm bir şeyde yok.. Ama yazasım hep var.. O zaman unutamadığım bir öykümü daha yazmalıyım..

Ben yine 6 yaşlarımdayım.. Artık biliyorsunuz, ana-baba Almanya'da olduğunu ve bizim anane, ve babane arasında gidiş gelişlerimizi.. Dayılar, teyzeler zaten anannede kalabalık bir şekilde yaşıyoruz.. Ama birde amca var.. Baba yarısıdır derler ama bu amca bazen Babadanda öte.. Bir "amcanın glu glusu" derki beni görünce, babamdan duymamışımdır böyle sevgi dolu bir söz.. Ben küçükken derdi bunu, koca eşek kadar oldum, hala her gördüğünde "amcanın glu glusu" der ve kollarını açar sıcacık sarılmak için..
İşte bu amcam, zaten bir tane amcam var gerçi, beni bir bayram öncesi köye almaya geldi, Gebze'ye götürmek için.. Çünkü onlar orada kalıyorlar ailecek.. Kurban bayramımı, şeker bayramımı hatırlamıyorum.. Ama bir arefe günü.. Mudurnu'dan Gebze'ye bir yolculuk yapacağız.. İki güzergah var, ya Mudurnudan Bolu'ya oradanda Gebze'ye yada Mudurnu'dan Dokurcun ve Akyazı üzerinden Adapazarı'na, oradanda ya trenle yada otobüsle yine Gebze'ye.. İkinci güzegahın yolları o dönemler çok kötü olmasına biz yine oradan gitmeyi tercih ettik, çünkü arefe gün olduğundan otobüslerde yer yoksa trenle gidebilme şansımız olur diyerekten..
Amcamla bindik otobüse, o eski ve içinde o zamanlar sigara içilen, ve klimasıda olmayan, kokan otobüste, hınca hınç dolu, kimi ayakta, kimi kucakta, Teşkesti, Dokurcun, Akyazı'nın kıvrım kıvrım yollarında ilerliyoruz.. Ben ne zaman o yoldan gitsem kusardım.. Sevmezdim o yüzden o taraftan gitmeyi.. Ama şimdi yeni yol yapamışlar, yemyeşil doğada o kıvrımlı yollarda yolculuk çok güzel..
Ama o zamanlar öyle değildi.. Neyse, otobüsün içinde amcam komşusu olan bir aileye rastladı. Onlarda çoluk cocuk yolculuk yapıyorlar.. Saatler sonra Adapazarı'na ulaştık.. Oradan Gebze'ye gidicez ama otobüslerde yer yok.. Amcam beni yazanede o komşusuna teslim edip, tren istasyonuna gitti.. Trende yer varsa trenle gideriz diye.. Ama heryer öyle kalabalıkki, otobüslerde herkes ayakta gidiyor.. Bir otobüs geldi, o komşu kadın o otobüse attı kendini ve cocuklarını, ben binemedim.. Kaldım dışarda.. Otobüs hareket etti ve gitti..
Ben bekliyorum, nasıl olsa amcam gelir diye yazanede beklemeye başladım.. Bekle..bekle..bekle.. Amcam gelmedi!!

Meğer amcam gelmiş, yazanede benim çocuklu bir aileyle otobüse binip gittiğim söylenmiş.. Amcamda benim o komşusuyla gittiğimi düşünerek, trene binip Gebze'ye gitmiş.. Ben bu arada yazaneyi karıştırmış, başka yazanede bekliyorum.. Hava karardııı.. Sokak lambaları sarı sarı yanmaya ve el ayak çekilmeye başladı.. Ben yazaneden dışarı çıktım, amcam beni görsün diye.. Saat oldu akşam 9-10.. Yazaneler kapandı.. Heryer kapandı.. Tek tük insanlar ve sokak köpekleri var.. Ben korkmaya başladım.. Ama gerçekten çok korkuyorum.. İçimi çeke çeke ağlamaya başladım.. Baktım iki tane, eli yüzü düzgün iki abi bana doğru geliyor.. Eğilip, neden ağladığımı sordular? Yine içimi çekerek, "ben kayboldum" dedim.. Annemi babami sordular.. Almanya'da dedim.. Nerde oturduğumu sordular, bilmiyorum dedim.. Nerde oturuyordumki ben? Hendek mi, Mudurnu mu, Gebze mi? Çok korkmuştum.. Amcam gelecekti, gelmedi diyebiliyorum sadece.. O abiler, bana korkma dediler. Bulucaz Amca'nı dediler. Elimden tutup beni belediyeye götürdüler.. Belediyeden anonslar veriliyor, adımı soyadımı, yaşımı ve giysilerimi tarif ederek. Ama hiç kimse küçük bir kız çocuğunu aramıyor.. Gece 12 gibi belediye reisi (öyle tabir edilirdi o zamanlar, belediye başkanı değilde reisi denirdi) beni alıp evine götürdü.. Güzel bir ev, bol çocuklu, sevimli bir karısı vardı.. Sanırım hemşireydi, çünkü iğne yapıyordu.. O ev çok hoşuma gitmişti.. Evin hanımı bana yemek hazırlamıştı hemen, ve bana "ye kuzum ye" dediğinde, ben kuzu değilim, kızım, dediğimde çok gülmüşledi bana.. Beni çok sevmişlerdi. Bende onları.. İçten içe, inşallah beni bulamazlar ve ben bu evin kızı olurum, diye düşünüyordum..

Onca anons yapıldı, ben Adapazarı'ndayım, Amcam Gebze'de beni kimse bulamazki diye sevinmeye bile başlamıştım.. Geç vakit oldu ve yatıldı artık.. Ben çocuklarla birlikte yattım.. Sabaha karşı 4-5 gibi uyandırıldım.. Evin hanımı dediki, müjde, amcan gelmiş seni almaya! Bu benim hiç hoşuma gitmemişti.. Kalktım, giyindim ve biz o belediye reisinin arabası ile belediyeye gittik..

Amcam beni o komşusuyla gittiğimi düşünerek eve gittiğinde beni bulamıyor evde, yengeme soruyor, oda "yoooo, kimse gelmedi" diyor.. Sonra komşuda olacağımı düşünüp oraya gidiyor, o salak komşu sanki o zaman farkına varmış gibi, "Ah ben o kızı orda unuttum" diyerek dizlerine vuruyor güya. Ulan sana bir çocuk emanet edilmiş, nasıl unutursun? Neyse, amcam hiç beklemeden aynı gece Adapazarı'na geliyor.. Polise gidiyor.. Anonstan haberi olan polis belediyeyi arıyor.. Ve beni o gece, o sıcak yatağımdan kaldırıyorlar.. Dedim ya, bu benim hiç hoşuma gitmiyor.. Neyse, geliyoruz belediyeye, ben belediye reisinin elini tutmuşum bırakmıyorum.. Bana, bu amcan mı diye soruyorlar? Ben hiç konuşmuyorum, sadece banane der gibi omuzlarımı kaldırıyorum.. O cocuk psikolojimle beni bırakıp gitti diye mi tepki gösteriyorum, yoksa o kaldığım evi çok sevdiğim için mi bilmiyorum ama, orada evet bu benim amcam diyemedim.. Demedim.. Amcam ağlamaklı, amcanın glu glusu, evet, amcam desene, bak seni vermeyecekler yoksa bana, diyor. Ben hala dudaklarımı kıvırıp, omuzlarımı yukarı kaldırıyorum.. Ama, hayır bu benim amcam değilde demiyorum.. Amcam ağlamaya başlayınca dayanamadım, evet bu benim amcam dedim.. Ve beni teslim ettiler.. Ve biz bir Bayram sabahı ilk otobüsle Gebze'ye gittik.. Amcam o günden sonra Bayram arefesinde yolculuk etmemeye yemin etti.. Ve komşusuyla hala konuşmuyor.. Ve her ziyaretimde bu hikayeyi mutlaka anlatır, ve bende dinlemeyi çok severim:))
O zamanki karşılaştığım abilere, belediye reisine ve ailesine çok minnetarım ve hala aklıma geldikçe teşekkür ederim onlara.. İsimlerini bilmiyorumki onları ziyaret edeyim..
Güzel insanlardı..

3 yorum:

  1. Belediye reisi hangi partidendi acaba diye aklıma komik bir soru geldi. Kendi kendime güldüm.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu benimde aklıma gelmişti, ama yazınızdan aınra bir araştırma yaptım.. Büyük olasılık Demirel'in 12 Eylül öncesi adalet partisinden olmalı.. Ve eğer doğruysa o belediye başkanı millet vekilide olup 78 yaşında banyoda ölü bulunmuş.. Üzüldüm:)

      Sil
    2. Ama büyük olasılık CHP ki Ünal Ozanda olabilir.. Ama oda ölmüş 2002 de.. :(((

      Sil