Bugün tatilimizin ikinci günü.. Bugün tekne turumuz vardı.. Kahvaltıdan sonra saat 10 da hazır ve nazırdık..
Teknemiz denizi yara yara geliyordu:) iskekeye yürüdük.. İyice yanaştı bizde teknedeki yerimizi aldık..
Buralarda zaten heryeri güzel olan denizin, sadece teknelerle ulaşılan Çok daha güzel olan yerlere doğru dümen aldı kaptan.. Az ve öz insanlarla sakin bir tura başlamistik bile.. Tepemizdede güneşi arkasına saklamış bir bulut.. Sanki güneşin azgın ışınlarını bizden korur gibi bir süre öğlen sıcağından korudu..
İlk durağımız Kamelya adası idi.. Kırık dökük tarihi bir manastır adanın tek binası.. Bahçesindeki siyah, beyaz ve gri deniz taşları ile yapılmış dev mozaik resim çekenlerin gözdesi.. Tabiki sadece mozaik değil, hemen yanibasindaki Dilek ağacıda rengarenk kurdalelerle süslenmiş (zeytin ağacı) fotoğrafçıları sıraya diziyor:)
Oradaki kültürel gezimizi tamamladıktan sonra kendimizi bir acayip mavi olan denize bıraktık.. Oralarda yüzmek bir ayrıcalıkmış buranın yerlileri öyle diyor.. Çokta haklılar..
Sonraki durağımız Aşk adası idi.. Diğer adı Dişlice.. Denizin ortasında sıralanmış dev kayalar.. Diş gibi dizili olduğu için "Dişlice" denmiş olabileceği mantığını yürüttüm. Çok mantıklıyımdır:) sarı ve turuncu renkteki yosunlu kayalar masmavi denizle vahşi bir güzelliği vardı.. Her koy bir ayri güzel.. Buradada resim çekmek ve yüzmek bir ayrıcalıktı...
Oradaki denizlede bütünleştikten sonra bir sonraki durağımız Cennet koy, diğer adı Bencik.. uzun ve ince bir koy.. Buradaki farkın öne çıktığı tek şey çam kokusu.. Çamlar neredeyse denizden fışkıracak.. Bunları okurken cırcır böceklerinin sesinide siz canlandırın kulaklarınızda:)
Sonraki durağımız Akvaryum'du.. Harika bir yer desem tam karşılığı olurumu bilmem.. Ben en iyisi resmini ekleyeyim siz karar verin..
Ve aynı yerde kaptan bize özel olarak, sürekli teknede yaptıgı karpuz servisini, biz o güzelim suları terkedemeyince Denizin içinde servis yaptı:) biz hepimiz bayıldık bu duruma.. Ağzımızda karpuzla ilk kez yüzüyorduk..
Artık son durağımız olan Perili ev koyuna doğru yol aldığımızda yağmur çiselemeye başladı.. Denizin ortasında yağmura tutulmakta bir ilkti, ve ilginçti.. Biz hepimiz bu tecrübeyi yaşamaktan memnunduk.. Üzerimize yağmur damlaları pıt pıt düşüyordu.. Bir tarafta güneş, diğer tarafta yağmur.. Sonra doğal olarak gökkuşağı belirdi. çaylarımızın üzerine yağmur damlaları düşerken, gökkuşağını izlemekte bir ilkti hepimiz için.. Çok güzel bir gündü..
Dün yazmayı unuttum, ilginç olan bir durum daha var.. Buradaki odaların ön bahçeleri hep çiçek.. Herkesin odasının önü aynı çiçeklere dolu, bir tek bizim kaldığımız odanın önü hangi çiçek dersiniz?? Evet, akşam sefası:))
Çok güzel bir blog. Ellerinize ve gözlerinize sağlık.
YanıtlaSilismail
Çok teşekkür ederim İsmail bey:)
YanıtlaSilGercekten harika. Bende iple cekiyorum Selimiye'de olmayi...
YanıtlaSil