Sayfalar

14 Haziran 2012 Perşembe

ipek böcekleri..


Geçmişten bir şeyler yazmadan rahat edemiyorum ben.. Ceblerim o kadar doluki anılarla.. Unutulmasından korkuyorum herhalde.. 

Ben yine geçmişten bir anımı yazacağım.. İpek böceklerini yazacağım.. Kozanın nasil oluştuğunu, sonrada hangi aşamalardan geçip kadınların başlarında uçuşan ipek böceklerini (kelebekleri)... 

Ninem herseyi kendi yapardı.. Çarşıdan, pazardan sadece yağ, tuz, gaz, tüp alınırdı.. Meyva sebze bahçeden... Yağ, yoğurt, peynir inekten.. Un bile tarlada yetişen buğdayla değirmende öğütülürdü.. Değirmene gitmişligimde vardır.. İnsana huzur veren yerlerdi oralar.. Bütün yaşanmişliklarin kokusu, dokusu, resmi belleğimdedir.. 
Sadece yiyecek değil, evlerde yapılan tekstillerde vardı.. 
Kilim, çarşaf, peşkir, iğne oyaları gibi.. Evet iğne oyaları.. İpek yapımı.. Ben bunlarda şahit olmuştum.. Çok ilginç gelirdi bana.. Bugünki yazim onlara dair anilarim..

Minicik kurtçuklar, şöyle bir avuç falan.. Onlar satınmı alınırdı, yoksa onlarda eski kozalardanmı elde edilirdi onu hatırlamıyorum.. 

Bir kalburun içine bırakılırdı bu kutçuklar.. İçine dut yapraklarını bırakıp üstünü örterdik.. Sürekli kemirirlerdi o dut yapraklarını.. Sanki hiç uyumazlardı. Evimizin önünde dut ağacı vardı.. Hala var gerçi.. O ağaçtan demet demet yaprak toplardim.. Hafif yağlı ve kalın olurdu yapraklar.. Günden güne büyürlerdi.. Eee, sürekli yiyorlar tabi.. Artık bir kalbura sığmazlardi.. 10 a yakın kalburda besleniyorlardı .. Evin bir odası onlara tahsis edilirdi.. 7-8 hafta gibi bir sürede bembeyaz, parmak kalınlığında, 7-8 cm uzunluğuna eriştiği bir dönemde artık yememeye başlarlardi.. Çocuk merakı ile onları izlerdim.. Ağızlarından beyaz örümcek ağı gibi bir salgı ile kendilerini hapsederlerdi.. Böyle Sedef gibi, parlak beyaz koza haline gelirlerdi.. Hemen bir kaç gün içindede o kozalar bahçede kaynar suda kaynatılırdı.. O kozalar kaynarken cızık cızık sesler çıkarırlardı.. Demekki canlıydılar.. O sesler hala kulağımda.. Çocukluğumdan kalan ses ve kokular hala belleğimde olduğunu söylemiştim.. (Hele bir teyyare sesi vardırki, uçak değil, teyyare.. Uzaktan gelir sesi yaklaşır, yaklaşır ve hüzünle uzaklaşır, Belkide bana hüzünlü gelir. Bu hikayeyide bi ara yazarım) 

İste o kaynayan kozalardan karıştıra karıştıra ip şeklinde ipek çıkar.. Oda bir alete sarılır.. Sonra onlar yine doğadan elde edilen boyalara boyanır.. Birazı pazarda satılır, birazı kış aylarında kadınların ellerinde Oya olarak işlenir, sonrada ceyiz icin sandiklarda saklanir, yada kadinlarin baslarini süslerlerdi.. 

Cesitli igne oyalari..Kaynak ninem..
biber oyasi ve papatya oyasi. Kaynak ninem..
İşte ninemin ellerinde, kozasından iğne oyasına kadar, emeği olan o yazmalar.. Örtünmesemde degeri büyük olan..


Koza olusumu, kaynak wikipedia


kurtcuklar dut yapragi ile beslenirken.. kaynak wikipedia




















2 yorum:

  1. Abla ne güzel hikayelerin var senin yahu:) bundan hic bahsetmemistin..

    YanıtlaSil