Sayfalar

20 Haziran 2012 Çarşamba

Teyyare sesi...


Bugün biraz garip bir gün.. Haberleri sunan Haber spikerlerinin bile yüzü asık.. Yine bir sürü gencin ölümü. Adına terör koymuşlar.. Terör yıllarca sürermi? Bu resmen kirli savaş.. Her türlü terör bu ülkeye konuşlanmış.. Aklımın ermediği oyunlar bunlar..

"Öyle bir gecer zaman ki" dizisi sezon finali yaptı.. İlk bir yıl çok severek izlediğim dizi, ikinci yıl sadece alışkanlıktan bakmama neden oldu.. Yani bazen baydı.. Sezon finali acıklı idi..  Mazosiştligi seviyoruz demekki:) ama son sahneyi komik buldum.. Hangimiz doguma böyle cümbür cemaat gittik allahasen? Hele kaptan Ali'nin açık denizde el sallaması bana bile "yok artık" dedirtti.. Neyse alt tarafı dizi işte..

Ama o sahne başka bir şeyi hatırlattı.. Asıl yazmak istediğimde buydu, konuyu  nasil bağlarım diyordum, bağladım bile.:))

Şaka bir yana, morallerin iyi olmadığı dönemlerde, ya bir şarkı, yada bir öykü dinlemek iyi gelir insana.. Bende, öykü tadında bir anımı yazacağım.. o cümbür cemaat veda sahnesi hatırlattı bunu bana.. 

Eskiden,  bundan 35 yil önce falan.. Almanya'dan gelenlerin tatil bitişi böyle olurdu.. Gelişleri ile Bayram havasına giren evler, dönüşleri ile cenaze evine dönerdi.. Annem, babam ve kardesim Almanya'dan yılda bir kez izne gelirlerdi.. Genelde Temmuz ve Ağustos aylarında.. O bir yıl bize 10 yıl gibi gelirdi.. Şimdiki gibi çabuk geçmezdi o dönemlerdeki 1 yıl.. Mektupla bildirirlerdi ne zaman geleceklerini. O günler yaklaştıkça daha bir uzardı ve geçmek bilmeyen haftalar, günler ve saatler.. Köye yabancı bir araba gelse hepimiz pencereye koşardik kim gelmiş diye.. 
İste böyle bekleyişlerden birinde taksiden annem, babam, kardesim ve büyük büyük bavullar çıktı.. Bayram yeriydi bizim ev.. Aksam misafirler gidince bavullar açılırdi.. Benim için en güzel anlardan biriydi.. Annem özenerek aldığı cicileri ertesi gün giyip köyde tur atmaya bayılırdım. Benimde annem babam var demeye geliyordu herhalde.. Bilmem.. Birde o Almanyadan gelen eşyalar Baska kokardi.. O kokuyu hatırlıyorum.. Böyle mis gibi kokardi.. O, çok uzun bekledigimiz 1 ay ne kadarda çabuk biterdi.. Tatilin bitmesine 3 gün kala başlardı ayrılık acısı.. Nihayi ayrılık saati geldiginde köyün ortasında birikirdi ahali.. Takside yanaşmıştır o sevdiğim insanları ayırmaya.. Gidenler herkesle tek tek vedalaşir.. Herkesin gözü yaşlı.. En son kucaklaşma, en yakınlarına bırakılır.. Yani ninem, Abim ve bana.. Ağlaya ağlaya bir hal olurduk.. Artık bizimle son kucaklaşmalarda bittikten sonra taksiye binip kapıları kapanırdı küt diye.. Ama hemen ardından pencereler çevirmeli kol ile yavaş yavaş aşağıya inerdi.. İçerdekilerin kafaları ve elleri dışarda, son bir saniye daha kalmak adına.. Sonra taksi uzaklaşır.. Ardından sular dökülür.. Zaten yeterince gözlerden dökülmüştür o sular.. Yetmez birde sürahilerle dökülürdü.. Taksi kaybolana kadar ardından bakılır.. Sonra herkes "Allah kavuştursun" der biraz daha ağlaşılır ve hayat devam ettigi için işe güce gidilirdi.. O gün bir bahçede elmalar toplanacaktı.. Elma toplamaya gittik.. Ağaçların tepesindeyiz.. köyümüzden normalde uçak, teyyare geçmez.. Nadirdir.. O gün gökyüzünde bir teyyare.. Sesi öyle hoşki.. Daha önce duymuşsamda böyle işlememiş yüreğime demekki.. Annemlerinde uçakla gittiğini biliyorum ya.. Biri dediki, server bak, annen, baban ve kardeşin bu uçağın icinde.. İnandım... El salla dediler. Ve ben o uçak kaybolana kadar el salladım.. Onlarin o uçakta olduğuna inandim.. Öyle güzel bir sesi vardiki o uçağın.. Aslında uçak değil, teyyare idi.. Onların sesi bir başka olur.. Uzaktan ağır ağır gelir ses, ve yine yavaş yavaş uzaklaşır..  Sanki Hicaz makamında bir şarkı gibidir.. Hala o sesi bazen buradada duyarım ve pür dikkat dinlerim, tüylerim ürperir, gözlerimi kapatir, hep o elma topladığım günü anımsarım.. 

2 yorum: